Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mesude t.

mesude t.
@mesudet
yamayamıyorum deliğini kalbin
115 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
yüreğim yanıyor, azabım son haddinde
Sayfa 66 - Hasta
Reklam
vefa gösterdim bir adama ayakları altına aldı aşkımı da umudumu da ne verdiysem helali hoş olsun bedavaya sunduğum o kalpten başka
kayıp
bir göğüs, başımı yaslamaya bir etek, gözyaşı dökmeye âh ey aşk acısı nedir bilmeyen kıskanıyorum, seni de gönlünü de yere atıp kırıyorsun sonunda umudun sıçrasını öylesine mağrursun ki söndürüyorsun gönüldeki sonsuz alazı
acı görüşme

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Korkum o ki bu aşk sonunda dünyayla arama bir perde çekecek topraktan
acı görüşme
Platon'un bize özet olacak çarpıcı bir öğüdü var: Bu yolu hakkınca yürümek isteyen biri gençliğinde güzel biçimleri ziyaret ederek başlamalı; eğer ilk başta eğitmeni tarafından, yolu ona bu güzel biçimlerden sadece birini sevecek şekilde doğru olarak gösterilirse, bu tek sevilenden doğru ve güzel düşünceler yaratacaktır; ve sonra, o tek olanın biçiminin güzelliğinin bir diğerinin güzelliğine benzer olduğunu ve her biçimdeki güzelliğin tek ve aynı olduğunu kendi kendine algılayacaktır.
Reklam
Evrenin yaratılışında olduğu gibi, düzen düzensizlikten, biçim kaostan doğup geliyor. Coşku duygusu, ne kadar hafif olursa olsun, bu yolla varlığa katılımımızdan kaynaklanıyor. Paradoks şu ki, aynı anda sınırlarımızı da daha canlı yaşıyoruz.
Hastaların büyük çoğunluğu kendilerini, anababaları tarafından dayatılan aşırı ve katı sınırlamalarla engellenmiş ve boğulmuş gibi yaşıyorlar. Terapi için gelme nedenleri arasında ilk sırayı, tüm bu sınırlanışların fırlatılıp atılması gerektiği kanaati alıyor. Ne kadar basit olursa olsun, kendiliğindenliğe doğru olan bu itkinin terapist tarafından değerlendirilmesi gerektiği ortada. Insanlar, herhangi bir etkili biçimde bütünleneceklerse, bir yasaklar yığını altında yitmiş olan kişiliklerinin "yitik” yanlarını tekrar ele geçirmeliler
Sınırlar, onlarsız akan bir nehrin yerküre üzerinde yayılıp gideceği ve nehrin onlarsız hiç olamayacağı kıyılar gibi gereklidirler – yani, nehir akan su ve kıyılar arasındaki gerilimle kurulmuştur.
Uslu dur, ruhum, uslu; Gevrektir taşıdığın kollar...
Şiirin içinde barındıracağı ‘varlık’ ‘yokluk’tan türer, şairden değil. Ve şiiirin sahip olacağı ‘müzik’ şiiri yapan bizlerden değil, sessizlikten gelir; tıklatmamıza cevaben gelir.
Reklam
uçurumlar, ah uçurumlar !
…uçurumlar var ya, karşılaşıldı mı ince ince hesap edilip dibine inilecek uçurumlar, fazla zaman geçirildi mi birden insanın ayağının altında açılacak olan uçurumlar, insanın inmediği de düştüğü uçurumlar, insanın seçmediği de seçildiği tutkular, başına getirmediği de başına gelen ölümler…
"İnsanın psikolojik bir değişim geçirmesi için uzun bir soyutlanmaya girmesi gerekir," der. Yaşamı sürdürebilmek için yitirdiğimiz cesaret ve güveni (yeni kaynaklardan) kazanmak (var mı böyle kaynaklar?), dünyay-la yeni bağlar kurmak, kader bilincinin hazırladığı zeminden yeni bir geleceğe yürümek…
Kişiler, bu dünyada ve kendi problemleri konusunda ancak, dünyayı kendileriyle olan ilişkisi içinde yakalarlarsa bir şey yapabilirler. Ancak (dünyadaki) kendilerine karşı bir tavır alabilip (dünyadaki) kendilerini reddedebilecek duruma gelirlerse kendi varlıklarını olumlayabilirler," demiştim. Burada yıkıcılığın, başkaldırının yaratıcılığa yönelen şekliyle, salt tepkisel olan hali arasında ince bir ayrım yatıyor. Bu ayrımın anlaşılması gençliği (özellikle de küçük burjuva gençliği) derin bir biçimde etkileyen devrimci ruhun da teşhisi, bireyliğe gösterilen tepkilerin içyüzünün gösterilmesi açısından önem taşıyor
Terapi kişiye yüzleşebileceği güvenilir ve anlaşılır bir dünya verir, ancak terapist hastayı içine düşeceği yalnızlıktan koruyamaz." İnsan istediklerine ancak gelecekte ulaşabileceği için, tüm yaşamı bir risktir. "Bu risk insanın kendisinin bilincine varmasında içkindir."
Diğer bir birey (örneğin terapist) tarafından kabul edilme, hastaya esas savaşın "başka biri, veya dünya beni kabul eder mi" cephesinde verilmesine gerek olmadığını gösterir; kabul edilme hastayı kendi varlığını yaşama sorunuyla yüz yüze gelmek üzere özgürleştirir. Bu noktanın vurgulanması önemlidir, çünkü birçok durumda, kişi bir başkası tarafından kabul edildiği takdirde kendi varlığını otomatik bir şekilde yaşayabiliyormuş gibi düşünülüyor.
374 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.