Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Geçmişten konuşurken Boğaz'dan bir yük gemisinin geçmesi metafor değil de neydi?
Geçmişten konuşurken Boğaz'dan bir yük gemisinin geçmesi metafor değil de neydi?
Reklam
Geçmişten konuşurken Boğaz'dan bir yük gemisinin geçmesi metafor değil de neydi?
Don Quijote ve Sancho olabilirdi. Ya da Leyla ile Mecnun. Tom ve Jerry. Hatta Oya ile Kaya bile olabilirdi. Ama neden Öztürk ve ben? Bunu düşünmek lazım. Ruh ikizi miydik? Psikanalitik bir metafor mu? Yoksa sadece basit bir talih kazası mıydık? Öztürk benim için neyse, ben Öztürk için o muydum? Hasılı neydi bizi biz yapan? Aramızdaki meselelere dair yanıtı net olmayan nice başka sualler de mevcuttu. Örneğin Öztürk ve ben aynı kadına mı aşıktık? Kadının adı Duygu Fırtına mıydı? Böyle bir kadın gerçekten var mıydı? Babamın çocukken ölen çocukluk arkadaşı Öztürk benim bir hayalim miydi? Yoksa babamın bir hayali miydi? Bu Öztürk, Öztürk Serengil olamaz mıydı? Öztürk Serengil bir hayal olmasındı? Babadan oğula geçen? Bir hayal mikrobu? Ve bir oğul, babasından çoğunu yapmaya çalışırsa hali nice olurdu? Bu soruların yanıtını bulmaya çalışmak değil amacım, sadece bilin istedim; bilin ki her şey göründüğü kadar normal değil.