Belki de -dediğin gibi- biz artık bir yanımızla onlardan uzaktayız.Bunu, onlara hiç bir zaman belli etmeyeceğiz. Yolumuza çıkan herkese saygı göstereceğiz.
Sevgili İsa,
Bütün olaylar için özür dilerim. Kabahatin ben de olduğunu biliyorum.Günlerdir durmadan seni düşünüyorum. Kitabını elimden bırakmıyorum. Bütün meselelerde sen haklısın. Bugün düşündüklerimi, seninle birlikte olduğumuz gün bilseydim, her şey başka türlü olurdu.Fakat, göreceksin, bir daha buluşursak nasıl istediğin gibi bir adam olacağım. O kadar değiştim ki beni tanıyamayacaksın. Çarşamba günü annemler evde yoklar. Gelebilirsen rahat rahat konuşuruz.
Seni seven
Selim
İsa gelmedi.
Bir mezarlıkta niye bu kadar güzellik vardır? Gerçeklik bunca farklıyken,bu huzur görüntüsü, bu vızıldama, dallardaki kuşların şakıması niyeydi? Gerçek olan ölüm ve evde onu bekleyen kederdi.
Karşılıklı susarak oturuyoruz. Konuşmamak ne iyi, bir bilsen. İnsan elbette konuşmak istiyor; dert yanmak, haklı çıkmak istiyor. Fakat kelimeler insana ihanet ediyor, insan kendine ihanet ediyor. Kendinden nefret ediyor.