...Kalbim sevgiye susamıştı. Ancak sevgi yok oldu, kalbim kurudu ve yerini acılara bıraktı. Kalbim şu anda deniz kadar engin, fakat kıyıları tuzlu, dalgaları da acı.
Sayfa 39 - KaknusKitabı okudu
Duyu organlarının algıladığı her şey kapalı ve sınırlıdır; algıladığı her şey aldatıcıdır. Göze, kulağa, ele, buruna ve dile dayanmayan duyular ise insanların anlayışına göre kuruntu ve karışık düşlerdir.
Sayfa 31 - KaktüsKitabı okudu
Her toplum bu tip dengesi bozuklara sahip:d
Birinin, gecenin sıcak olduğunu kastederek, "Ne güzel bir gece!" dediğini duydum. Ne garip, insanlar tabiatı termometre ile ölçüyor. Bir başkasının da "Ne güzel yıldızlar!" dediğini duydum, fakat bunu söylerken ayaklarına bakıyordu.
Sayfa 28 - KaktusKitabı okudu
Yaşayanların en az zararla atlatması dileğiyle..
Bedenim, vidaları gevşemiş bir alet gibi sanki. Ellerim titriyor, dişlerim gıcırdıyor, ayakta duramıyorum; kalbimde çarpıntılar var, ciğerlerim bir demirci körüğü gibi, kalem parmaklarımın arasından kayıyor. Yazmaya çalışıyorum, ama boşuna... boşuna...
Sayfa 23 - KaktusKitabı okudu
İnsanoğlu, adını kayıtlardan silersen, hayattan da silindiğini zanneder.
Sayfa 22 - KaktusKitabı okudu
...kafamda yeni bir fikir doğduğu vakit, yeniden doğmuş gibi oluyorum. Fikirlerim de şimşek hızı ile doğuyor... Fikir bir yerde durmaz, rüzgâr gibidir. Meralar üzerinde eserse mera kokusunu alırsın, çöplükler üzerinde eserse çöp kokusunu alırsın. Düşünen bir varlık değil de varlıklaşmış bir düşünce olduğum sürece, her an yeni bir insan oluyorum.
Sayfa 21 - KaktüsKitabı okudu