Gün geçer, azalır sevgi;
Değişir her şeyin rengi.
Bugün değil, yarın belki,
Unutursun Mihriban'ım.
Düzen böyle bu gemide;
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de,
Unutursun Mihriban'ım.
Boşa bağlanmamış bülbül, gülüne;
Kar koysan köz olur aşkın külüne...
Şaştım kara bahtın tahammülüne;
Taşa çalsam ezilmiyor mihriban.
Tarife sığmıyor aşkın anlamı;
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı.
Bir kördüğüm baştan sona tamamı...
Çözemedim, çözülmüyor mihriban.
“O bana mektup yazardı, ben ona yazamazdım. Elin kızının evine mektup mu gönderilir, ayıptır. Yaşadığı şehirde bir gazete çıkardı, ben o gazeteye şiirler yazardım. Herkes şiir diye okurdu ama, Mihriban bilirdi ki kendine mektuptur onlar.”
Abdurrahim Karakoç
26.04.2024
23 Nisan günü KARAKOÇ'un kabrine gittik babamla. Şu adam yaşasaydı şu ülkeye, tek başına muhalefet olarak yeterdi dedi. Bence sen de yetiyorsun dedim :)
Mekanı cennet olsun, inşallah dediği gibi yaşamış öyle vefat etmiştir. İnşallah diyorum çünkü gaybı yalnız Allah bilir ve bir insanın gerçekte nasıl biri olduğu da kesinlikle
- Bir gün Mihriban'ı göreceğinize inanıyor musunuz?
+"Bilmiyorum, görmek de istemiyorum. Değişmiştir şimdi, ben onun nazarında değiştim, o benim nazarımda değişti. Niye görelim? Öyle kalsın ya... İnsanların gönülde kalması, gözde kalmasından daha iyidir."
Abdurrahim Karakoç
Çok sevdim. O da çok sevdi. Nasip değilmiş olmadı. Şimdi hayatta mı değil mi? Bilmem. O bir şehirde, ben başka şehirde yaşardım. O bana mektuplar yazar gönderirdi.
Ben ona mektup yazamazdım. Elin kızına mektup mu gönderilir. Ayıptır.
O şehirde bir gazete çıkardı. Ben o gazeteye şiirler yazardım. Herkes onları şiir diye okurdu ama Mihriban onların kendisine mektup olduğunu bilirdi. En son ona ‘Unut’ diye bir şiir yazdım.
O da bana ‘Unut diyorsun da unutmak kolay mı?’ diye bir mektup yazdı. Ben de bunun üzerine bir şiir yazdım gönderdim gazeteye. Son mektuplaşmamız da o oldu.’”
Abdurrahim Karakoç