Öncelikle, bu etkileyici kitabın incelemesini yazarken spoiler verme ihtimalim var. Dikkatli okumanızı tavsiye ederim.
"Gün Olur Asra Bedel" düşündükten sonra ne kadar hoş,
anlamlı ve etkileyici bir cümle, değil mi? Kitap hakkındaki görüşlerim de aynı bu cümledeki gibi oldu. Kendim için uygun bir zamanda okumaya başladığımdan
"Üstesinden gelemediği çelişkilerle baş başa kalan insan, moral bakımından derinden derine sarsılır ama bunu kimseye söyleyemez, çünkü ona kimse yardım edemez. Bu korkunç bir yer kayması gibidir, tehlikeyi görürsünüz; ama bir şey yapamazsınız.
"Elbette herkesin kabul ettiği gerçekler, ortak doğrular vardır. Ama herkesin bir de kendi görüşü, düşüncesi, tecrübesi vardır. İşte bu görüşler, o kişinin ölümüyle yok olup giderler. Bir insan, dünya güçlerinin vuruşmasından, ölümle kalım arasındaki birçok halkalardan geçmişse, bu kargaşada yüz defa ölebilecek iken hâlâ hayatta kalmışsa, çok görmüş, çok öğrenmiş olur. Neyin iyi, neyin kötü, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlamış olur.
Öncelikle, incelemem sonlara doğru spoiler içerebilir. Dikkatli okuyun :)
2021 yılının ilk kitabını okumaya biraz geç başladığımı düşünüyorum. Tüm ödevlerimi teslim ettikten sonra uzun bir süredir okumadığımı fark ettim ve okumaya tekrar başlamaya karar verdim. Her gün düzenli bir şekilde okumak istediğimden ilk kitabımda çok zorlanmamak için ince bir kitap olan "İnci"yi tercih ettim.
İnci, ince olmasına rağmen benim için oldukça etkileyici bir kitaptı. Yazarın bu eserinden önce "Fareler ve İnsanlar" adlı kitabını okuyup sevmiştim, İnci'yi de çok beğendim.
Kitapta zenginliğe ilk adımını attığını sanan bir inci avcısının hırsı öne çıkıyor. Kino'nun hayallerini çok masum buldum ve beğendim denebilir ama kitabın sonlarında inatçı davranmasını inci yüzünden geldiği hali sevemedim.
Kısacası, Kino'nun felsefesinin "aza kanaat eden çoğu bulamaz" olduğunu düşündüm ancak kendi görüşümde yeri geldiğin insan aza kanaat etmeyi de bilmelidir.
Kitapta dikkatimi çeken bir durumsa olayların aniden meydana gelişiydi ki bence bu sadece İnci'ye özgü bir durum değil ama yine da yazmak istedim. Örneğin çocuğun hastalanması, incinin bulunması, Kino'nun ani saldırıları ve başının belaya girmesi...
Bütün bu olaylardan her an her şeyin olabileceği mesajını çıkardım. Her an zengin de olabilirsiniz, kötülükler de başımıza gelebilir, yeni yolculuklara da çıkabiliriz ama ne olursa olsun şansımız yaver giderse hayat, yüzümüze gülmeye devam edecektir. Bu sadece İnci'nin hikayesinde değil, yaşamın her anında mevcuttur.
"Plan yapmak ciddi bir işti. Yapılan hesapların yaşama geçirilmesi gerekirdi. İnsan bir kez plan yapıp onu zihninde canlandırdı mı o da gerçekliklerin safına geçmiş olurdu."
"İnsanoğlu açgözlüdür her zaman. Elindekiyle yetinmeyip hep daha fazlasını istediği söylenir. Bunlar küçümseme dolu, eleştiri niteliğinde söylenmiş sözlerdir. Oysa istemek insanın en büyük yeteneklerinden biridir ve onu, bulduğuyla yetinen hayvan türlerinden üstün kılar."
"Bir şeyi aşırı istemek iyi değildi. Sırf bu yüzden bir şeyin olacağı varsa bile olmazdı. İnsanın isteği dozunda olmalıydı. Tanrı karşısında ölçülü davranmak gerekirdi."