Hani, halüsinojen alıp kafana bir aygıt takarsın ve yüzde yüz gerçekçi bir simülasyon oyununa ışınlanarak macera yaşarsın ama bittiğinde aksiyonlu bir rüyadan uyanır gibi huzurlu dünyana dönersin ya, aynen öyle hissediyorum.
Geçit oluşup kapı tamamen ortaya çıktığı anda üçgenin merkez noktasına bakakaldı Veera. Zira dalgalanmaların içinde kendisinin birden çok yansımasını görebiliyordu. Birçok paralel gerçekliğe ve birçok Veera’nın varlığına işaret eder gibi, parçalanarak ilerliyordu yansımalar...
"Şu an galaksinin tüm yıldızları arasında yaşamakta olan katrilyonlarca insandan hiçbirini önümüzdeki yüzyılı göremeyecek. Neden kendimizi üç yüzyıl sonrasının olaylarıyla meşgul edelim ki?"
"Ben bundan beş yıl sonra bile hayatta olmayacağım," dedi Seldon. "yine de bu beni fazlasıyla meşgul ediyor. İsterseniz idealistlik deyin. 'İnsanlık' diye adlandırdığımız o gizemli genellemeyle özdeş tuttuğumu söyleyebilirsiniz."
O zamanlar olabildiğince büyük bir kuvvet toplayıp savaşmak için adeta can atıyorduk. Böylesi hep en kolay yol gibi görünür, insanın kendisine olan saygsı bakımından da en tatmin edici çaredir... fakat aynı zamanda en budalaca yoldur.
Burada oturup geçtiğimiz binyılda yaşamış biliminsanlarının çalışmalarını sınıflandırıyorsunuz; böyle bilim mi olur? O çalışmaları daha ileri düzeylere ulaştır- mayı, onları temel alıp yeni bilgilere ulaşmayı hiç denediniz mi? Ne gezer!