Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

seda

"Önemseyen bir insan görüyorum," dedi ağır ağır. "Belki gereğinden fazla. Çok hisseden bir insan. Kaybolmuş ve aç biri. Ne istediğine karar veremediği için yiyecekle dolu bir dünyayı ziyan ediyormuş gibi hisseden biri. "
Reklam
Geçen her saat yaralar. Sonuncusu öldürür.
Yıkıcı bir umutsuzluk kadar kötü olan tek şey gerçekdışı bir iyimserliktir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Breuer taze buketler bırakılmış mezarları gösterdi. "Bu ölüler diyarında, bunlar ölmüş olanlar, şunlar da" diyerek mezarlığın terkedilmiş, eski ve bakımsız bölümünü gösterdi "asıl ölmüş olanlar. Bu mezarlara bakan kimse yok, çünkü bunları tanıyan kimse kalmamış. İşte onlar ölü olmanın ne demek olduğunu biliyorlar."
Sayfa 332Kitabı okudu
"Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır."
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Ateşe güvenebilmek için çok fazla yanmıştı.
Sayfa 366Kitabı okudu
İnanç sadece güneşli günler ve iyi zamanlar için değildir. Eğer başarısızlığın ardından da ona tutunmaya devam etmeyeceksek inanç nedir ki?
Sayfa 587Kitabı okudu
Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir.
Sayfa 183 - canKitabı okudu
“Eh umarım çapkınlık günlerin geçmişte kalmıştır. Bilirsin ya, daha fazlasını toplum kabul etmez.” Toplum dediği tam olarak neydi? İnsanın çoğulu mu? Toplum denen şey tam olarak nerede bulunuyordu? Tüm hayatımı toplumdan korkarak, onu güçlü, ürkütücü ve korkutucu bir şey olarak hayal ederek yaşamıştım. Ama konuşurken birden anladım. “Toplum dediğin şey sen değil misin?”
Sayfa 77 - ithakiKitabı okudu
Kelimeler oklar gibidir , onları bir kez saldın mı geri çağıramazsın.
Reklam
Özgürlüğün temelinde itaatsizlik yatar. İtaat edenlerden ancak köle olur .
Sayfa 102 - Henry David ThoreauKitabı okudu
Sadece bir budala kontrol edemeyeceği şeyler için endişe duyar.
Sayfa 755 - ithakiKitabı okudu
“Lyanna’ ya yaptıkları için Rhaegar’ı öldürmeye yemin ettim.” Dedi “Öldürdün,” Diye karşılık verdi Ned. “Ama sadece bir kez,” dedi Robert acıyla.
Sayfa 50 - epsilonKitabı okudu