Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

merve soylemez

190 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Geçmiş yıllarda okuduğum Dorian Gray'ın Portresi'ni bu sene de okudum. Çünkü her güzel eser ikinci üçüncü okumayı hak eder diye düşünüyorum. Ve okuduğum sevdiğim eserleri tekrar etmeyi seviyorum. Eserleri ikinci kez okuduğumuzda olaylara bakışımız değişmiş olduğundan eserle ilgili yaptığımız çıkarımlarında değişmiş olduğunu düşünüyorum.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Everest Yayınları · 201873,1bin okunma
Reklam
88 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Uzun zamandır Zweıg okumuyordum ve bu kitaba başladığımda Zweıg'ın uzun cümleleri beni çepeçevre sardı. Yazarın kitapları her ne kadar genelde kısa eserler olsa da ben okumakta ve kitabı anlamakta zorlanıyorum. Fakat Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat oldukça akıcı ve okuması kolay bir kitap oldu benim için. Kitap bana şunu sorgulattı ; Acaba bir insan hakkında yorum yaparken yaşadığı şeyi yaşamamış olmamız mı bizi bu kadar acımasız yapıyor yoksa olayın başrolünde bir kadın olduğundan mı bu kadar gaddarız? Toplumla ayrı fikirde olmayınca neden insanlar tarafından dışlanırız? İnsan düzenli bir hayat çizgisinde devam ederken mi yaşar yoksa bazen sadece uzun bir hayatı sıradan bir şekilde geçirip yaşanmış mı sayar? Ya da karakterimizde olduğu gibi uzun bir hayatı sadece yaşadığını hissetmek için 24 saate mi sığdırır?
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · İthaki Yayınları · 2017127bin okunma
304 syf.
6/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Koleksiyoncu takıntılı, hayatta çoğu şeyi başaramamış, anne sevgisinden yoksun büyümüş bir karakterimiz (Frederick) ile hayatında sanatı yaşama biçimi olarak gören, başarılı, üst sınıf bir karakterimizin (Miranda) yollarının mecburi bir yolla kesiştikten sonra yaşadıklarını ele alıyor. Kitap 4 bölümden oluşuyor ve her iki karakterimizin ağzından
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
272 syf.
9/10 puan verdi
Frankenstein yazıldığı dönemin oldukça ilgi gören bir kitabı olmuş. Kısaca bahsetmek gerekirse kitap 1818 yılında kaleme alınmış ve döneminin ilk bilim kurgu romanı olarak kabul görmüş. Çıkarıldığı dönemde hem sıra dışı hem korku ve irkiltici unsurları olduğundan kitabın ilk basımında yazarının isminin yer almadığı söyleniyor. Ayrıca o dönemde yazarlık kadınlar için uygun bir meslek olarak da görülmediğinden böyle bir romanın kadın zihnine uygunluğundan şüphe eden yazarımızın MARY SHELLEY çekinmiş olabileceği de düşünülüyor. Ayrıca günümüze kadar da bir çok versiyonu beyaz perdeye aktarılmış. Ben Frankenstein ismine her ne kadar aşina olsam da hikayesini bilmiyordum . Fakat okudukça kitabın içinde sürüklenip durdum. Doktor Frankenstein'a kızmaktan kendimi alamadım ve gözümde sorumsuz bir babadan farkı yoktu. Kitabı okudukça yaratığımız bende cennetten kovulan Adem, Tanrı ve Şeytan konuşmalarını anımsattı. Kitap yer yer bana Yaratığın isyanının,kötülüğünün sevgisizlikten kaynaklandığını düşündürdü , belki de yaratıcısından yeterli ilgiyi sevgiyi görebilseydi acaba yine böyle mi olurdu? sorusu aklımdan hiç çıkmadı. Ara ara kitapta kopukluklar olsa da beni rahatsız etmedi ve gayet akıcı bir şekilde ilerleyebildim. Kitap beklediğimden çok çok güzel ve etkileyiciydi. Bilim kurgu seven insanların yazıldığı dönemi ve yazarın ilk kitabı olduğunu da göz önünde bulundurarak okurlarsa ben çok sevecekleri düşünüyorum . Keyifli okumalar :)
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013,9bin okunma