Suat Derviş ile tanıştığım kitap Daktilo Nebahat, kesinlikle okumaya devam edeceğim bir yazar hediye etmiş oldu bana.
Kadının direnişine, sesine kulak veren Derviş, döneminde bu çabasını sadece kitap yazarak değil, gazetelerde, dergilerde yazılarını paylaşarak yapılabilecek en güzel şekilde destek olmuş.
Okuduğum bu kitap, 1930-1938 yılları arasında kadını merkezine alan birbirinden güzel hikayelerden oluşuyor. Bazen bizim de düşündüğümüz durumların saçmalığını, kadınların toplumda üzerine yüklenen görev ve baskıyı, onların sadece bir cinsiyetten ibaret değil de kendi duygularının ve düşüncelerinin de önemli olması gerektiğini inanılmaz güzel bir dille eleştirip anlatmış tüm hikayelerinde.
Kitabı okudukça, bugüne kadar kadın eylemlerinde neden adını daha çok duymadım diye düşünmeden edemedim. Hem öyle can alıcı noktalara dokunmuş hem de bunu harika bir dille anlatmış ki kendi dönemine göre çok vurucu bir şekilde kadınları toplumda var etmeye uğraşmış.
Hikayelerinde sadece belirli bir sınıfa hitap etmiyor. En hoşuma giden taraflarından biri de bu oldu. Her sınıftan, her farklı düşünce yapısından, her toplumdan farklı kadın karakterleri ve onların o muhteşem düşüncelerini göreceksiniz.
Eğer siz de benim gibi geç başlayanlardansanız kesinlikle daha fazla geç kalmayın derim.