"Hukuksuzluğun başöğretmenlerinin kim olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu Snellman acı bir ironiyle. "Memurlardır, yasanın temsilcisi olan memurlar. Halka yasalara saygı duymamayı öğretirler."
Her ulus ruhsal durumuna göre büyük ya da önemsiz insanları iktidarın başına, yaşam yapısının tepesine yükseltir. İnsanlarda birikmiş bir iyilik var mı, yok mu? İyilik birikir mi? İnsanların aklı, iradesi, vicdanları gelişiyor mu? Yoksa çürüyüp zehirleniyor mu? Sefil, hatta utanç verici bir yaşamda ziyan mı oluyor?
İşte her birimizin yaşamının özü ve yaptıkları burada karşımıza çıkıyor. Kendi ülkemizde ne yapıyoruz? Halkımızın kaderinde hangi rolü oynuyoruz?
Markos, biliyor musun, insanların bu kadar geç kavraması çok tuhaf. İstedikleri şeylere göre yaşadıklarını düşünüyorlar. Yaşamlarına isteklerine göre yön verdiklerini. Oysa işin aslı, onları yönlendirenler, korktukları şeyler. İstemedikleri şeyler.