Kitap bana doğuya 30 puanlık (en yüksek puanlı zorlu görev yerlerinden) bir köye atanışımı hatırlattı. Tabi ben kahramanımız gibi kalmadım 2 yıl sonra evlenmiştim. Ama kitap beni anılarıma, o ıssız çöl benzeri köye, monotonluğa ve bilindik kendi içinde renk vaad etse de geçmişe nazaran silik bir renge götürdü. Alışmışlığın, alışmayı sindirişin ve alışmayı kutsallaştırışın güzel bir örneği. Hepimiz kendi kişisel dünyamızda böyle kalelere sürgün yaşıyor ve hayatımızı ulvi bir göreve bağladığımızı düşünüyoruz belki de...