Tanrı Tedbil-i Kıyafet Gezer.. Yıllar önce kuzenimden okumak için aldığım fakat bir türlü kapağını açmadığım bu kitap için uygulama üzerinden kitabı övmek isteyeceğim asla aklıma gelmezdi. Uzun bir zamandır kütüphanem de olan bu kitap, varlığını bildiğim ama elim deyip okumadığım bir hazineymiş meğer... Yeni bir kitaba başlamak istediğim bu dönem de arka yüzünü okuduğum Tanrı Tedbil-i Kıyafet Gezer, diğer seçenekler arasından sıyrılarak seçimimi ondan yana kullanmamı sağladı. Yapmış olduğum bu seçimle, hayatın kendi içinde bir matematiği olduğunu ve benim için bu kitabı okumanın doğru zamanı geldiğini anladım.
Kitap, kendini tam anlamıyla keşfedememiş, özgürlüğünü kendi bünyesinde hapsetmiş, bütünü görmek yerine az ile yetinmiş ve yaşamaya dair umudunu kaybettiğini düşünen Alan ile intihar edeceği esnada tanıştığı Dubreuil ile olan dönüşümünü anlatıyor.
Tanrı Tedbil-i Kıyafet Gezer, klasik diye tabir edebileceğimiz kişisel gelişim kitaplarından kendini oldukça farklı ve ileri de bir yere konumlandırıyor. Yazar, anlatmak istediğini romanın akışıyla öyle güzel anlatıyor ki ister istemez kendinizi ana karakter Alan'ın yerinde buluyorsunuz. Yazarın dili ve olay örgüsü, sizi kitabı bir an önce bitirmekle yavaş okuyup sindirmek arasında bir yerde konumlandırıyor. Ve nihayetinde kitabı bitirerek güzel bir kitap okumanın eşsiz hazzına erişiyorsunuz.
İlk incelememi daha fazla uzatmadan, klasik kişisel gelişim kitaplarında ki bilgi bombardımanına tutulmadan olay örgüsü içerisinde kendinizi sorgulamak ve deneyimlemek istiyorsanız bu kitabı mutlaka okuyun!