"Sahi iki kişinin el ele tutuşup mutlu mesut dolaşmalarını doğal bir güzellik olarak algılayan bu insanlar, bir başına yürürken gülen birini niye yadırgarlardı? Ne yani, yalnız olmak suç muydu?"
Ölüm geliyor
Ufak içten gülen bir çocuk gibi geliyor
Umarsızca belkide
Kalleşçe geliyor
Ölüm geliyor
Gözlerime güle güle geliyor
Ölüm geliyor
Sessiz ol
Kapıları kapatsanda geliyor
Ölüm geliyor
Dikkat spoiler içerir.
Yaşamının büyük bir kısmında İslamcı olarak anılan, sonra da davayı sattı denilen yazarın hayat hikayesi ve inanışını sorguladığı güzel bir kitap. Ardahan'ın Göle ilçesinde Doğan ve ailecek fakir oldukları için yazları sürekli çalışıp ev ekonomisine katkıda bulunmaya çalışan yazar okuldaki din hocasının etkisi ile namaz
İnsanın yaşadığı dünyaya ayak uydurduğunun en net göstergesi, insanın da tıpkı dünya gibi, karanlık yüzünü aydınlık yüzünden saklar biçimde ikiyüzlü oluşuydu.
"Kar gibi bembeyazdım" dedi kadın.
Kilometrelerce yol alıp kendi gökyüzümde, insan bildiklerimin arasına düştüm.
Düşlerimin üzerine basıldı dostum, bulanıklaştım, eridim, tükendim."
"Öldükten sonra en son çürüyen organın kalp olduğunu öğrendiğimden beri sorguluyorum: Ey insanlar, siz kalbinizi ne çabuk çürüttünüz?" diyor
Murat Gülen
Yazma dedim kendime, yazma Hülya! Öyle ya sevmezsin sen eleştiriyi(negatif olanları). Evet sevmem, mümkün oldukça kaçar, kaçamadıkça da hep sormak isterim "Eleştirmekten öte n'apıyorsun?" diye. Eylemsiz lafları duyması bile iyi gelmez bana anlayacağınız. Bu kitap içerisinde pek çok durumu eleştiriyor yazar ama bunu öyle güzel yapıyor ki, kelimeler kendilerine bu kadar güzel yerler bulabiliyorsa nefesimiz neden amaçsızca titreştiriyor ses tellerimizi, diye düşünmeden edemiyorum.
Okurken sıkça, sol tarafımıza daha yatkın olduğu için kalbimiz, sol tarafımda bir sızı hissettim. Yazar da bunu öngörmüş olacak ki bazı bölümlerin sonuna "Sol omzuna dokun." gibi hatırlatmalar eklemiş, sonuçta kalpten omuza ne kadar mesafe vardı ki? Biliyordu dokunduğu yerleri... Üzüntümün diğer nedeni de bu aslında; keşke tertemiz doğan kalbini kötülükle dolduran insanlar da okusa da onların da titrese kalpleri, belki yeniden can bulurdu kaybettikleri iyilikleri.
Cancağızım, diyor.
"İçimde önyargı büyütmek yerine umut biriktirmeme rağmen sahte kimliklerin gerçek hallerini gördükçe ölüyor suretler tek tek zihnimde... Sanki buzdan insancık heykelleri yapıyorum, onlarsa anbean benliğinden geçtikçe damla damla yok oluyorlar. Tam bir felaket! "
*Cemal Süreya