"Sözünü tuttun. Beni ayaklarına getirdin..." dedi. İstemsizce çok hoşuma gitti İzmir'in bu sözü.
Kitapta çok güzel yerlerde var belki binlerce alıntılayacak cümle bulabilirsiniz fakat çok eleştirilecek yerleri de olduğu kesin. Oldukça akıcı ilerleyen bir kitaptı okuduğum ikinci Beyza Alkoç kitabı ve hemen devamına üçüncüsüne başlıyorum. Kitabın başından beri kitabı İzmir'den değil de Ege ağzından okumayı çok isterdim ben, kitabın sonunda ufakta olsa yer vermiş neyse ki.
Kitabın konusu Ege ve İzmir'in aralarında kilometrelerce mesafe olmasına rağmen aşkı ve kavuşmalarını konu alınmış yani bana göre içinde başka da bir şey bulamazsınız, o yüzden bana pek hitap etmedi kitap. Eleştireceğim bir diğer konu ise gerçekçilik bir kitapta bu kadar tesadüfi olay mı olur her şey bu kadar kolay mı diyesi geliyor insanın tıpkı Enkaz Altındakiler kitabında olduğu gibi...
Gayet sade bir kitap ne abartıldığı kadar var ne de eleştirildiği kadar. Kimse için mutlaka okuman lazım diyeceğim bir kitap değildi.
Bu seriye devam edeceğim bakalım Ege ve İzmir'i ne bekliyor, tek umudum biraz daha heyecanlı olması...