Sözü yasaklamalı Ömür Hanım yasaklamalı...Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu.
Bu kitapla 4 sene önce tanıştım ancak yeni okuyabildim. Ama bu zaman zarfında hep onunlaydım her kitap listemde o vardı, sırası gelecekti okumak için biliyordum. Okudum, bitirdim. Ama onu anlamak daha uzun yıllar sürecek belli.
Bir de şu alıntı: Kötülüğe karşı direnmeyeceksin.
Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün resim asmak gelmedi mi içimden? Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma. Boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme. Boşuna tedirgin etme beni.
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım. Resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim. Yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim...
Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana? Birdenbire, buraya kadar dediler. Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencereden görünen hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin. Üstelik, daha önce haber vermiştik, derler. Her şeyin bir sonu olduğunu genel olarak belirtmiştik.