Bir keresinde Güneydoğu Asya'daki bir devlet başkanı Başkan Kim Il Sung'a günde kaç saat dinlendiğini sordu. Başkan: Bana günde ne kadar uyuduğumu sordunuz. Japon karşıtı devrimci mücadele günlerinden beri geceleri geç yatar ve sabahları erken kalkardım ve şimdi buna alıştım. Bazen sabaha kadar ayakta kalıyorum. Hayatı boyunca insanüstü bir tutkuyla kendini yalnızca ülkenin refahına ve halkın mutluluğuna adadı. Japon karşıtı devrim günlerinde Karargah'taki kulübesinde gece yarısı yağı yaktı ya da gizli kamptaki kamp ateşinin yanında bütün gece uyumadı ve Japon emperyalistlerine kaybedilen ülkeyi mümkün olduğunca erken geri kazanmak ve bir halk ülkesi inşa etmek için bir plan formüle etti. Japon emperyalistlerini yendikten sonra bile, partiyi, devleti ve orduyu inşa etme tarihi davasını yürütmek zorunda olduğu için doğru dürüst dinlenemedi. Ve zorlu Anavatan Kurtuluş Savaşı, savaş sonrası rehabilitasyon ve sosyalist inşa günlerinde, kalbini ve ruhunu ülkeyi savunmaya ve ona parlaklık katmaya adadı. Yetkililer kendisinden gece geç saatlere kadar çalışmaktan kaçınmasını ve işe diğerlerinden daha erken başlamasını istediğinde şöyle dedi Uzun yıllar süren yaşamımda sabahları erken kalkmaya alıştım. Belki de bu alışkanlığımı tamamen terk edemem. Sağlık devrim için gereklidir ve bir devrimci devrimci çalışmasını bir an bile durduramaz. Halkın refahı için gösterdiği özveri sayesinde ülkenin parlak geleceğinin planı ortaya çıktı ve mucizeler ve değişimler için geniş bir yol açılarak g
Değişiyorum Herkesten kaçıyorum. Soğuk birine dönüşüyorum. Uzaklaşmıyorum,sadece kendi yolumdan gitmeyi seçiyorum. Mücadele ederken çok konuşurum ben,susmuşsam artık konuşmaya gerek kalmamıştır.
Reklam
Ne olursa olsun boykot etmeye devam edenler, burada mıyız?
Mümin yılmaz, düşmana teslim olmaz, ruhi direncini yitirmez. Mümin, sebat eder, direnir, mücadele eder. Yılmak, kaybetmektir.
Halit Çalış
Halit Çalış
Bernâ

Bernâ

@buecherfroh
·
7ay
Kundaktaki bebekler hatırına...
Gazze'de yaşanan her durum içler acısı... Neye üzüleceğimizi şaşırmış vaziyetteyiz. Allah'ın bütün bunlardan haberdar oluşu, ve elbet bir hayır dilediğini bilmemiz dışında, kalbimizi mutmain eden hiçbir güzel haber alamıyoruz Gazze'den. Bir de üstüne üstelik, "Müslüman" ülkelerin iki yüzlülüğünden, yüzlerimiz yere düşüyor Filistin'li kardeşlerimizin karşısında. Utanıyorum... Çok utanıyorum! En çok da hastanelerin dehşet verici vahim durumunu paylaşan sağlık görevlilerinin videoları düşündürüyor... Sabah olduğunda, hastaneye işime nasıl gideceğim? İhtiyacım olan tüm tıbbi malzemelere sınırsız şekilde erişebiliyorken, Gazze'de hastanede yastık dahi yokken, kanıma dokunuyor... Hepsi tüketiyor sinirlerimizi... Lütfen boykotta sebât ediniz. "Benim yapmamla ne değişir!?" mantığı çok yanlış bir tutumdur. Bir de, "Üç ürünü boykot etmekle başlayın" gibi önerilerde bulunanlar var. Ben bundan daha kalpsiz bir öneri duymadım. Gerçekten yazıklar olsun! Neden hepsini boykot etmekle başlamasın insanlar! Üç ürün nedir Allah aşkına? O günler geçti sevgili Müslümanlar. Pembe gözlüklerinizi çıkarınız. Alternatifler içerisinde boğuluyorken, bu kadar duyarsız olmayınız. En az 10 yıldır Avrupa'nın göbeğinde biz gurbetçiler boykot edebiliyorsak, lütfen Türkiye'm, yerli markalarınızdan vazgeçmeyiniz.
ben başka şeyler hayal ederken, dönmek istemediğim bi sektöre geri döndüm. mecbur kaldım, ama bunu hiç bi zaman mücadele ediyormuşum gibi göremiyorum. neden böyle hissetmeye başladım bi fikrim yok, o hayal ettiğim hayatın kafasına sıkmışım gibi üzülüyorum. oysa ki mücadeleme sevinmeyi öğrenmek isterdim.
Acım taze, kızgın ve öfkeliyim.. İçimden geçenleri yazmamak için, kendimle mücadele ediyorum.. [ Güven Taşdemir ]
"Bugünün kadınlarının, kişisel ve sosyal değişimin öncüleri olduklarını düşünüyorum. Öncü olmak zorundayız da... Bize düşen mücadele, öfkemizi dikkatle dinlemek ve değişimin hizmetine sunmak; bu arada, kendi kadınlık mirasımızda ve geleneğimizde değerli olan şeylere sahip çıkmaktır. Bunu başarabilirsek, öncülerin en başarılıları biz olacağız."
Reklam
1.000 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.