Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Pişmanlık
Ben sana yeterince babalık yapamadım. Geçmişte atalarımız bize ne öğrettiyse hiç sorgulamadık, doğru bildik, kabullendik, yaşadık, yaşattık. İşte bundan kaybettik. Saçını okşamak, sevgi göstermek ayıp dedik, şımartmayalım dedik. Sevgimizi yok saydık. Başlık parası aldılar zamanında, o kültürü sürdürdük. Sanki evladımız malmış gibi teklif ettik, yetmedi pazarlık yaptık. Evlendin hiç sormadık mutlu musun? diye. Eşi dövdü, görmezden geldik. Kocasıdır, döver de sever de dedik. Yetmedi, ekledik. Beyaz gelinliği ile giren beyaz Kefeni ile çıkar diye. Kızım, beni affet demeye yüzüm yok, çok çektirdim canını çok yaktım. Senin küçük yaşta bunları yaşamana neden oldum. Babam içeride oturanlara gözleriyle işaret ederek devam etti, bu insanlar kadar seni ne düşündüğünü, ne istediğini anlamadım ve sana aile sıcaklığını yaşatamadım. Ama Allah'a şükürler olsun, onlar olmasaydı, halimiz nice olurdu. Şimdi, belki gecikmeli de olsa, müsadenle sana babalık yapmak istiyorum.
Sayfa 131 - Alaska YayınlarıKitabı okudu
—Feride: Oo kibarcık hayrola süslenmiş püslenmişsin yine gözüne bir sürme çekmediğin kalmış —Kamran: Bugün gerçek bir hanımefendi ile buluşacağım müsadenle —Feride: Gerçek hanımefendiden kastın? —Kamran: Senin hiç bir zaman olamayacağın türden
Reklam
. Ayrılık tam da buymuş, artık anlatacak bir şeyinin kalmaması. Şimdi müsadenle köşeme çekilip biraz bu duruma üzülmek istiyorum. .
Sayfa 47 - İletişimKitabı okudu
- Fevkalade! Diyecek söz bulamıyorum. ‘Aferin evladım desem kifayetsiz kalacak. Bunca meşakkatli bir vazife, ödediğin onca bedel ve sayende şu en sıkışık anımızda Hızır gibi yetişen Kartal Bataryası! Allah senden razı olsun. Allah seni yetiştiren anadan babadan razı olsun. Adınla yaşa Ahmet Muhtar! Müsadenle alnından öpmek isterim. Senin için yapabileceğim bir şey var mı?
Rabb’im beni öyle bir sevindir ki bunu ömür boyu unutmayayım. Aklıma her geldikçe yeniden şükre gark olayım. Öyle gark olayım ki duyduğum şükran,bu musîbetimde daha yol varsa o yolda kazanacağım sabır sevabını geçsin. Bu vesileyle musibetin bir başka hikmeti kalmayıp izninle ve müsadenle bitsin.
Sayfa 136Kitabı okudu
Ekselans (Bazı isteklere cevaptır)
Senin tebaan kadar benim talebem var Senin ülken kadar benim bahçem var Ve senin debdeben kadar benim saadetim var Senin askerin kadar dinleyicim, senin tebeandan çok okuyucum ve oldu olacak onu da söyleyim, senin gövden kadar başım var Ben senden daha büyüğüm Ekselans! Senin bayrağın kadar mendilim,senin muhafız kıtan kalabalığında ailem, senin ünvanından büyük imzam var Ben senden daha büyüğüm Ekselans! Senin tarihin kadar,çocuğumun yaşı var Senin husûsi kâtibin boyunda kurşun kalemim var Müsadenle,ben senden daha büyüğüm Ekselans!
Reklam
' AHSEN- Teveccühün, dedi... Nasıl evlendi­ğimizi bir hatırlasana. Evli barklı bir kadınken, dünyayı, kocasını takmayıp benimle Antalya'ya ka­çışı fevri bir hareket değil miydi? İHSAN - Müsadenle orası öyle olmadı Ah­sen. Rahmetli Antalya'ya fevri bir aşkla gitmedi. Kocası olarak be­nimle bu konuyu enine boyuna konuştu. Evliliğimizin süremeyece­ğini ikimiz de çoktandır anlamış­tık, ayrılmaya karar vermiştik, tam o sırada sen çıktın. Beni ekip senin peşinden Antalya'ya kaçma­sının, senin üzerinde yapacağı olumlu etkiyi inceden inceye hesap ettik. Böylece sana sığınmış olu­yor, senin onunla evlenmeni garanti altına alıyordu. Nitekim ya­nılmadığımızı gördük. '
Sayfa 27 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Anlatacak çok şey olduğunu sanıyordum ama öyle olmadığını şu anda hayretle görüyorum. Yani var tabii bir sürü şey ama daha fazlası ne yazık ki içimden gelmiyor. Demek böyle oluyormuş. Ayrılık tam da buymuş, artık anlatacak bir şeyinin kalmaması. Şimdi müsadenle köşeme çekilip biraz bu duruma üzülmek istiyorum.
Sayfa 47
Çocukların büyük bir kısmı, diş çıkartmaya başladıktan 3 yaşına gelene kadar dişleri kaşındığı için oyuncağını, arkadaşını, kardeşini, anne babasını ısırırÖnceleri dişleri kaşındığı için, sonraları oyun olarak gördüğü için (ısırdığında annesi "ayyyy, offff" diye bağırıyor, düşünsene ne eğlenceli), daha sonra da kendini ifade etme aracı olarak ısırmayı kullanır. Yani çocuk zaten konuşamıyor. Elinden oyuncağı alınmış, siniri tavan yapmış! Diğer çocuğa "sevgili arkadaşım, o benim oyuncağımdı, şimdi müsadenle geri alabilir miyim" diyemeyeceği için ısırır (Diğer taraftan, çocuk oyuncağı elinden alındığında tepki vermediği zaman da anneler "Kendini korumayı bilmiyor, itiraz etmiyor, ezilecek büyüdüğünde" diye şikayet ediyor. Kabul edelim, bize de yaranmak güç) Aslında diş, oyun ve tepki dışında çocuğu ısırmaya teşvik eden bir neden daha var: Biz... Önce bi bak bakayım, siz bu çocuğu nasıl seviyorsunuz. Yumuşak ve sevgi dolu dokunuşlarla mı, yoksa yanaklarını sıktırıp, poposunu ısırıp, sımsıkı sarıp, var gücünüzle, tüm sevginizle "Oyyy yerim ben seniii" diyerek mi? Milletimizin sevgi anlayışı ikincisine daha yakın, dolayısıyla çocuklar da sevgilerini gösterirken kendilerinin nasıl sevildiğine bakıyorlar. Annem ikizleri öyle bir severdi ki bebekken "Ha yuttu ha yutacak şimdi" derdim. Açıklama şu: Çocuk dediğin öyle sevilir! Biz böyleyiz, hakikaten severken sıkıştırıp, hırpalamayı pek severiz ve çocuklar davranış kalıplarını bizlerden öğrenir.
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.