Kitap üç adet öyküden oluşuyor ve nesnel bir görüş olmasa da sadece ilk iki hikayesini beğenebildim. Rüzgârın Oğlu, öyküsü zayıf kaldı. Yazarın dili sade ve öyküleri sürükleyici ancak sürükleyiciliği kesintiye uğratan bir durum da söz konusuydu.
Bu kesinti öyküyü anlatırken fazlasıyla zamansal sıçramalardan kaynaklanıyor. Bir an dün anlatılıyorken henüz bu zamanın anlatımı bitmeden 'yarın'a geçiyor. Gerçekleşen olaylar ile gerçekleşmesi istenenler aynı anda verilirken hangisinin gerçek hangisinin istek olduğunu tüm bu zamansal sıçramaların arasından kavramaya çalışmak okumamı güçleştirdi.
Bu olumsuz eleştirim özellikle son hikaye "Rügârın Oğlu" için geçerli. "Havlamayı Unutan Köpek" ve "Ateş Su Rüzgâr" hikayelerini ve ana fikrini çok sevdim. Sürükleyiciliği ve anlatımı güzel iki öyküydü. Bol okumalarınız olsun.
Not: Çocuklarınıza rahatlıkla okutabilirsiniz. Elbette önce sizlerin okuması ve karar vermesi daha doğru olmakla birlikte.
Başkahramanımız İdris ,çölde sürüsünü otlatırken Avrupalı sarışın bir kadın tarafından fotoğrafı çekilir.İdris resmi kadından ister kadın da resmi Paris te bastırtacağını ve ona yollayacağını söyler .İdris iki sene boyunca bekler ama fotoğraf bir türlü gelmez . Fotoğraf Berberiler arasında biraz saygınlık biraz da uğursuzluk işaretidir(uğursuzluk nedeni sonlara doğru güzel bir hikaye ile anlatılmakta).
İdris fotoğrafının peşinden Frans'ya gider ve hikaye başlar...
Okurken bazen İdris in başından geçenler onun hayal gücünün yansıması gibi geldi ve romanda bir kaç farklı hikayelere de yer verilmekte
Güzel ve akıcı bir kitap tavsiye edilebilir...
Altın DamlaMichel Tournier · Ayrıntı Yayınları · 199635 okunma
Normal bir aile ilişkisi içinde olmadığımız halde neden her şey yolundaymış gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyordu, anlayamıyordum doğrusu. Evde kan gövdeyi götürse dışarı sızmayacak, illa da her şey yolundaymış gibi görünecek!
Yazarımızın okuduğum ilk kitabı. Betimlemeleri, detaylı anlatımı tam tozunda. 8 Farklı İstanbul hikayesini barındırıyor. Hikayeleri okurken mekanın bir köşesinde o anı yaşayabilirsiniz. Yan karakterlerin bile davranışlarının nedenlerini açıklayan zengin bir anlatıma sahip. Severek okuduğum hikaye kitaplarından biri oldu.
Turuncu EleniMustafa Balel · E Yayınları · 19923 okunma
Kahramanlarımız Akdeniz'de, Marsilya'dan İstanbul'a doğru yol almakta olan bir yolcu gemisinde beş gün sürecek olan bu yolculukta karşımızda.
Kitaptaki karakterler zalim,sadist,iki yüzlü.Tutkuyla nefret arasındaki sıkı akrabalık onları son noktaya kadar götürüyor.
Franz ile Rebeca'nın bin bir badire atlatan ilişkilerinde artık icat edilecek bir yenilik kalmıyor, çünkü her şeyi deniyorlar.Surekli bir yenilik arayışı içinde fazlasıyla dozu kaçmış bir cellat_kurban ilişkisi bu.
İlişkilerine biraz heyecan katmak, tekdüzelikten çıkmak için yola çıkan Didier ile Beatrice'in de bu yolculukta Franz ve Rebecca'yla tanışması,Franz'ın onlara yaşadığı ilişkiyi hem de ta en baştan ve en mahrem noktalarını es geçmeden anlatması Didier ve Beratrice'in de öyle bir mahvına yol açacak ki artık bu tanışma onları cehenneme götürecektir.
Roman Polanski tarafından 1992'de Acı Ay adıyla beyazperdeye aktarılan roman, özel hayatın çıkmaz sokaklarına, insan doğasının en karanlık kuytu köşelerine ayna tutuyor.
Bazı sayfaları okurken midem bulandı, tutkunun insana neler yaptırabileceğini içim almayarak okudum.
Yeni kitap yorumu ile herkese 'Selamlar' #mustafabalel den #turucueleni adlı sekiz kısa öykü içeren kitabı okudum.Kitabı sahaftan hediye olarak aldım.Eski bir kitap ve sizi seksenli yıllara götürüyor.Her bir hikaye İstanbul'da farklı kesimden insanları ve hayatları konu ediyor.Genel olarak samimi ve sıcak öykülerdi.
En beğendiklerim;Gülname ve Anacık adlı öyküler oldu.Diğerleri ortaydı.Çok bilinmeyen,benim de daha önce duymadığım bir yazardı.Bu vesile ile tanımış oldum.Eğer sizde bir sahafta rastlarsanız ve öykü seviyorsanız tavsiye ederim.
Turuncu EleniMustafa Balel · E Yayınları · 19923 okunma