Günümüz dünyasında, tüm Müslümanların okuduğu Kur'an tek bir kitaptır. Müslümanlar farklı mezheplere sahip olsa da, hepsinin elinde bulunan Kur'an aynıdır. Buna rağmen tarih içerisinde ve günümüzde Kur'an'ın bazı ayetlerinin yorumunda farklılaşmalar görülür. Bu farklılaşmalar doğal sayılmalıdır. Zira dilin doğası yorumu zorunlu kılar.
Sayfa 89Kitabı okuyor
Bir ilahi kelamın anlaşılması öyle bir defada olup biten bir iş değil, ucu bucağı olmayan bir süreçtir. İlahi hitaba muhatap olmak bitimsiz bir yolculuğa çıkmaktır. Hayatta insanı böylesine heyecanlandıran bir başka şey olacağını asla düşünemiyorum. Bendeniz, bir insanın başına bundan daha etkili bir şeyin gelebileceğini sanmıyorum.
Sayfa 84Kitabı okuyor
Sizin kendinizi değiştirmeye gücünüz yetmeyebilir. Fakat onunla doğru bir ilişki kuruyorsanız, vahyin sizi değiştirmeye gücü yeter. Zira vahyin muhatabı üzerindeki otoritesi, muhatabın kendi üzerindeki otoritesinden daha güçlüdür.
Sayfa 83Kitabı okuyor
İnsanları içine doğup büyüdükleri kültürlerinden, inançlarından, alışkanlıklarından koparmak çok zordur. Vahiy bunu günümüzde de başarıyor. Hiçbir kırmızıçizgi gözetmeden yaşanmış yılların ardından vahyin kılavuzluğuna ikna olan bir mühtedi mü'min, sadece asla vazgeçemem dediği alışkanlıklarından vazgeçmekle kalmıyor, vahiyle arasına giren ülkesinden, toprağından, eşinden, çocuklarından, ana-babasından bile vazgeçebiliyor. Bütün bunları sıradan bir metin asla başaramaz. Okuduğumuz bir roman bizi etkileyebilir. İzlediğimiz bir filmin günlerce etkisinde kalabiliriz. Fakat hiçbir roman veya film, insanın hayatında vahyin gerçekleştirdiği değişim ve dönüşümleri yapamaz.
Sayfa 83Kitabı okuyor
Kur'an, insanlığın değişmez değerlerinin öbür adı olan İslam vahyinin zirvesidir. Söz konusu İslam vahyi insanlıkla yaşıttır. Kur'an ise insanlıkla yaşıt olan bu vahyin temel ilkelerini bünyesinde toplayan ilahi bir inşa projesidir. Kur'an vahyinin gayesi, yeryüzünde yaratılış amacına uygun bir hayatı inşa sorumluluğu üstlenen insanın tasavvurunu, aklını ve kişiliğini inşa etmektir. Vahiy, insanın varoluşsal altyapısına uygun bir üstyapı inşasını hedefler. Yani insan hayatı inşa edecek, vahiy insanı inşa edecektir.
Sayfa 73Kitabı okuyor
Biz, sözlü hitap olarak indirilen 'hayat kitabı' Kur'an'ı, okunur ama anlaşılmaz bir 'kutsal kitaba dönüştürdük.
Sayfa 23Kitabı okuyor
"O, sonsuz bağışlayıcı, kulunu çok seven ve çok sevilmeyi isteyendir."
(Burûc 85:14)
Sayfa 29Kitabı okuyor
Ya zahir, Ya Allah
Zahirci, cesedi kucaklayıp ruhu soyandır;
Bizi hakikati kabuğa feda edenlerden eyleme!
Batıncı, hakkın yerine evhamı koyandır;
Bizi evhamını din edinenlerden eyleme!
AMİN
Sayfa 221 - Düşün YayıncılıkKitabı okudu
İslâm, dünyada barışı ve ahirette ebedi kurtuluşu sağlamak için Allah'a kayıtsız şartsız teslimiyet yoludur.
Sayfa 19Kitabı okuyor
Zira inançlarını iyi temsil edemediler. Bunun için de öncelikli sorun müslüman olmayanların müslüman olması değil, Müslümanların Müslümanlaşmasıdır.
Sayfa 17Kitabı okuyor
İslam'ın yeryüzünde düşmanı yoktur, tanımayanı vardır. Düşman gibi davrananlar, İslam'ın değil, Müslümanların düşmanıdır.
Sayfa 17Kitabı okuyor
Kur'an'ın bakış açısına göre İslam, insanlığın tüm zamanlardaki ortak doğrularına verilen isimdir. Yani İslam, insanlığın değişmez değerlerinin diğer adıdır. O, " Ey âdemoğlları" ve " Ey insanlık ailesi" hitaplarıyla, tüm insanlığa seslenir.
Sayfa 15Kitabı okuyor
Allah sana emanet ettiği iradeye saygı duyuyor ve senin emeğini takdir ediyor.
Sen de kendi iradene saygı duy ve kendi emeğine saygısızlık etme! Etme ki, Nemrutlara, Firavunlara, Ebu Leheblere, özetle zalimlere ve ceberut yönetimlere gün doğmasın. Emeğine saygısızlık edersen, Allah'a saygısızlık etmiş olursun.
Zira sen, bizzat Allah'ın emeğisin.
Sayfa 220Kitabı okudu
Ya Fâlık, Ya Allah
Ey sabahın ve akşamın eşsiz ve benzersiz Rabbi!
Yarattıklarının şerrinden yalnız sana sığınırız.
Ey sevincin ve hüznün, hayatın ve ölümün sahibi!
Tercihlerimizin şerrinden sana sığınırız.
Kendine "zalim" dedirtmeyen kul, neden Allah'a zulüm isnat eder?
İmam el-Basrî, o keskin ferasetiyle başlıktaki soruyu sorar ve şu tesbiti yapar: "Hoşlanmadıklarını Allah'a isnat ederler, hoşlandıklarını ise kendilerine nisbet ederler". Bu müşriklerin kız çocukları konusundaki tavrını hatırlatmıyor mu? Onlar kız çocuğu haberini bir felaket haberi gibi karşılarken, Allah'a ortak koştukları putları ve melekleri dişi olarak tasavvur ve tasvir ediyorlardı. Kur'an onlara şöyle suçüstü yapar: "Erkekler size, kızlar O'na ha! Bu ne berbat bir taksimat!" (Necm 53:21)
Sayfa 158Kitabı okudu