Eyledi çoktan beri eyyâm-ı firkat imtidâd Izdirâbım olmada yevmen fe yevmâ müstezâd El-emân ey rûh-ı âlem kıl beni lûtfunla şâd Ceyș-i gam bastı gönül muhtâc-ı imdâd oldu gel Âşık-ı dil-hastanın mu'tâdı feryād oldu gel
O bir Vâli-i vâlâ-şândır 'ömrü müstezâd olsun "Umûm bendegânı, sâye-i lûtfunda şâd olsun Meyânında benim de kevkeb-i bahtım küşâd olsun Açılmış ellerin bahtı, bizimki kâra kalmıştır Ânın da inkişâfi himmet-i ebrâra kalmıştır.
Reklam
573 syf.
10/10 puan verdi
Garâibü’s-Sıgar, Hüseyin Baykara’nın şiir yazmada durgunlaştığı sırada Nevâyî’ye iki ayrı divan daha tertip ederek bunların sayısını dörde çıkarmasını istemesi üzerine, Nevâyî’nin ilk tertiplediği iki divanı ile yirmi yaşına kadar söylediği şiirlerini bir sınıflamaya tabi tutarak oluşturduğu divanıdır. 676 gazel, 1 müstezad, 3 muhammes, 1 müseddes, 1 tercibend, 1 mesnevî, 50 kıt’a ve 133 rubaî’den oluşan eser yayımlanmıştır. Eser Günay Kut hoca tarafından yayına hazırlanmış ve eser TDK tarafından yayınlanmıştır.
Gara'ibü'ş-Şıgar
Gara'ibü'ş-ŞıgarAli Şir Nevai · Türk Dil Kurumu Yayınları · 20004 okunma
74 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Serbest müstezad ile yazılmış bu şiirler, bir aşığın bir kadına olan duygularının hislerinin yazıya dökülmüş halidir. Kitabın içindeki şiirlere bakıldığında aşığın, sevdiği kadın hakkında hissettikleri duyguları görebilmekteyiz. Zaten şiir dediğimiz de duygularımızın dışa vurumu değil midir. O yüzdendir ki şairimizin kadına olan duygularının dışa vurumu olan şiirlere baktığımızda insana ait olan duyguları bize hissettirebilmektedir. Haydar Ergülen'in "ben hangi hangi kadından şair olduğumu bilirim" mısrası bize aşkın, insanın içindeki o yoğun duyguların dışa vurumunu tetikleyici olduğunu göstermiştir. Şairin bu eserinde duygularının kalp ritimleri gibi alçalıp yükseldiğini görebilmekteyiz. Şairin ilk şiirlerinin yer aldığı bu eser şairimizin sanat ve edebiyat yolundaki ilk adımı olması dileğiyle.
Bir Gökyüzü Güzeli
Bir Gökyüzü GüzeliMehmet Emin Çakmak · KİTAPYURDU DOĞRUDAN YAYINCILIK (KDY) · 20205 okunma
Müstezâd
Gülzar-ı hüsünsün benim ey gonca dehanım Gülşende el canım Atma sineme gamzen okun kaşı kemanım Dinle bu figanım Rahmet bu sinem yaresine ey şep-i huban Çeşmin hele giryan Sensiz bu kerem kânı benim şah-ı cihanım Ey yusuf sanim Gel etme benim hicr ile bu didemi giryan Bağrımda bu hicran Efganıma rahmet benim ey tuti zebanım Ey taze civanım Ey kaşı keman cam ile uşşak meye döndü Kaddim neye döndü Bu devr-i felekte hele bir Gevherî kânım Âlemlere şanım Gevheri
MÜSTEZAD Bülbül yetişir bağrımı hûn etti figânın Zabt eyle dehânın Hançer gibi deldi ciğerim tîğ-ı zebanın Te’sîr-i lisânın Âh etse nola bülbül-i dil meşhedim üzre Tâ mahşer olunca Çok çekti gam-ı harını gül-zâr-ı cihanın Bu bâğ-ı fenanın İzzet ne şeker çiğnedi tûtî gibi bilmem Açmış yeni bir söz Reşk ile sulandı yine ağzı şu’arânın Sınf-ı husemânın İzzet Molla
Reklam