Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kebikeç ( Kitap Muskası )
Es-Selam... Hayırlı Akşamlarınız Ola. Gecenin bu vaktinde Nazan BEKİROĞLU 'nun ''Kelime Defteri'' isimli eserini okurken bir kavram takıldı; Kebikeç... Yıllar önce bu ifade o kadar ilgimi çekmişti ki hayal kurmama dahi sebep olmuştu:))) Bir dergi veya kitap çıkarırsam,grup kurarsam ismi Kebikeç olacak diye:)) Bu anılar ile izninizle Kebikeç
Yaptığı hiçbir işin hakkını vermeyen, adamlıktan nasipsiz sallabaşların adamdan sayılmasına imkân tanıdığı için Atatürk ölmedi, ölemedi. Atatürk’e can pompalayabilme gayesiyle “Atatürk yaşasaydı Refah Partili olurdu” diyenler de ülkemiz ahalisi içinden çıktı. Simasına resmiyetin ve kanunların mutlak desteği sebebiyle rozetlerden, pullardan, paralardan aşina olduğumuz Atatürk 1938’den bu güne neden ölmedi? Çünkü Atatürk’ün canlı kalıp bir sandık veya kutunun kapağında oturması gerekiyor. Atatürk ölürse sandığa tıkılmış ne varsa taşar tehlikesini hissedenler var. Atatürk canlı kaldığı sürece kimsenin gücü bazı gizli kapakları kaldırıp millete ayna dağıtmağa yetmez. O mahut kapaklar Türkiye içinde ve dışında sayısı belki milyonlara varan insanın servetine, itibarına, iktidarına muhafızlık ediyor. Onlar servetlerine, itibarlarına, iktidarlarına sahip çıktığı müddetçe Atatürk ölemez.
İsmet Özel
İsmet Özel
Reklam
Bilesin ki kalp bir kale gibidir, şeytan da oraya girip onu ele geçirmek,fethetmek isteyen bir düşman.Kaleyi düşmana karşı savunmak için onun kapılarından giriş yerlerinde ve gidiklerinde nöbetçi bulundurmak gerekir.Bu nobetcillik ve muhafızlik görevini kaleyi iyice tanımlayanlar başaramaz "
Sen Benim Onyedi Yaşımsın..
Sen benim onyedi yaşımsın, Deli çağımsın... Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın . İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın. Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim , İlk şiirim, ilk kavgam , Yaşamı ilk farkedişimsin . Sen benim onyedi yaşımsın... Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan.
Deliliğimin yaktığı beden öyle kolay yanmayacak Muhalif direnişler sebat gösteremeyecek Asabi tarafım deliler gibi köpürecek İçselleştirdiğim göreceliklerim muhafızlık yapacak İyilik ve kötülüğün harbi yeni çıkışlar arayacak Hapsedilen ruh mana arayışını sonlandıracak Yıldızlar sönecek Kalemin darbeleri zihindeki sahneyi sonlandıracak Tok bir ses yankılanacak ve Evren sessizliğine kavuşacak... 15/9/2023 Pınar PEKĞÖZ
Təhlükənin də öz gözəlliyi var, o, insanda mübarizlik ruhunu, ona qarşı getmək istəyini oyadır.
Reklam
Ya Kebikeç!
Bugün metis 2020 ajandasını aldım ve üzerinde "Yâ Kebikeç!" yazıyordu. Anlamını bilmediğim için araştırdım. Şöyle, "Şimdilerde olur da elinize bir el yazma eser geçerse, ve bu eserin kapağında ya da ilk sayfasında Kebikeç ismine rastlarsanız hiç şaşırmayın. O eserin elinize kadar ulaşması için muhâfızlık yapması niyetiyle kondurulmuş bir kitap muskasıdır o." "Kebikeç, kitaplar kurtlanmasın, böcekler güveler kemirmesin diye, kitabın kapağına kondurulan bir çeşit efsundu. Tılsımlı olduğuna inanılan bu ismin, kitapları her türlü haşerâttan koruyan efsâne bir melek ya da bir cin olduğuna da inanılırdı. Kebikeç, kitap kurtlarının şâhı idi. Kitaplara 'Yâ Kebikeç' yazılması bir nevî 'Ey kurtçuk, bu kitap sana âit değil. Başkasının malına zarar verme!' îkâzıydı. O melek ya da cinden korkan (ya da saygı duyan) kitap kurtlarının, efendilerinin ismini kitabın üzerinde görünce "Bu kitap efendimizin himâyesinde" diyerek yaklaşamayacağına inanılırdı." "Süryânicede 'Tüm böceklere hükmeden meleğin adı' şeklinde geçen Kebikeç, bâzı Arapça ve Osmanlıca kaynaklarda da 'sürüngen ve böceklere hükmeden melek ya da cin' şeklinde târif edilmiştir. Kebikeçe 'Hüdhüd Kuşu' diyenler de olmuş, hattâ bu kuşun tüylerinin, kitap sayfalarının arasına konmasıyla, güve, kitap kurdu gibi haşerâtın kitaba yaklaşamayacağı ifâde edilmiş." Kaynak: Yenişafak
Yavuz Bahadıroğlu
Her cumhuriyet bayramında tüm okul gırtlağımızı paralarcasına bağırırdık: “Yaşasın cumhuriyet!” Zaten neslimin çocukluğu, sloganlara tıkıştırılmıştır!.. Her şey sloganlardan ibaretti: Sloganlarda varlık, dirlik ve birlik arar, sloganlarla gururlanırdık. Aslında çok fakirdik: Ne üstte vardı, ne başta; yalınayak, başıkabak, aç, bîilaç okula
İSKENDER PALA’DAN YİNE BİR İNTİHAL VAKASI MI?
Bir süredir belli bir çevre tarafından edebiyat dünyasının ‘önemli’ isimleri arasında gösterilen Yazar İskender Pala’nın kaleme aldığı “Katre-i Matem” adlı romanından yükselen ‘intihal’ kokuları, okuyucuyu büyük hayal kırıklığına uğratacağa benziyor. Katre-i Matem’in ser kahramanlarından Kara Şahin’in düğününün ve evliliğinin ilk sabahında eşi
Kemalist Rejimin Hasta ettiği Kadın & Seçme ve Seçilme Hakkı Kemalist rejimin övündüğü inkılapların başında “Kadınlara seçme ve seçilme hakkının” verilmesi ve Isviçre’den alınan Medeni Kanun gelir. Halbuki gerçekler hiç de öyle değil. Kadınlar üzerine yaptığı yayınlarla dikkat çeken Prof. Dr. Ömer Çaha’ya göre 1926’da Isviçre’den alınan
Reklam
Edebi fikir internet sitesi
Yorum Yok Beş Köşeli Kar Tanesİ  “Macun çekilmesi lâzım oğlanın yattığı odanın penceresine. Biraz da tıngırdıyor cam”, dedi annem. Araba falan geçince camlar düşecek gibi oluyor. Babam, geçen geldiğimde çekmiştim, ne oluyor böyle bu macunlara, dedi. Başımı eğip sessizce bekledim, güldü. Yumruğu kadar bir macun topağını getirip pencerenin önüne
"Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır: Gaddar olmalarının yanı sıra merhametlidirler. Açgözlüdürler, fakat hırsızlıkları neredeyse hiç yoktur. Boş vakitlerini kötüye kullanmazlar. İçlerinden pek azı birden fazla kadınla evlenir. Avrupa'daki büyük merkezlerin içinde en az genelev kadını bulunan şehir İstanbul'dur. Dinlerine sıkıca bağlı olan Türkler, Hıristiyanlara kâfir gözüyle bakarlar. Bununla beraber, onları ülkelerinin her yerinde, hatta devlet merkezlerinde bile hoş görür ve korurlar. İstanbul'daki Hıristiyan mahallesinin sokaklarında, paskalya yortusunda yapılan ayinlere izin verildiği gibi, muhafızlık etmeleri için de törenlerin başında dört yeniçeri bulundurulurdu." -Voltaire
Mütavazilik kazandıran günah büyüklük duygusu kazandıran ibadetten yeğidir..
Sorumluluktan kaçan ve kural tanımaz insanların serbestçe dolaştığı canım ülkemde bu başıbozukluğu ve bu tür insanların hayata bakış açısını en güzel anlatan örneklerden biri, bana göre toplu taşıma araçlarının ve kamyonların arkasında ki " Allah Korusun" yazısıdır. Daha fazla para harcamamak adına gerekli kontrol ve bakımları yetkili
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.