Biraz uzun ama mutlaka okuyun.
"kapı çalındı... İçeri giren asker, müftü efendinin geldiğini söyledi. " Eyvah" dedi Mazhar Müfit... Çekmecesini açtı, kahve vardı ama, sadece iki tek kesme şeker kalmıştı, sigara bitmişti, misafir ağırlayabilecek durumda değildi.
Çaresiz, üzüntülü bir ifadeyle "buyursunlar" dedi.
Börekçizade Rıfat efendi odaya girdi. Masanın kenarındaki iskemleye ilişti. Mazhar Müfit, Mustafa Kemal için sakladığı iki kesme şekere kıyamadı.
"Zannedersem sade kahve içersiniz değil mi" diye sordu.
Müftü efendi tebessüm etti... "Zahmet etmeyin, kahve içmiyorum" dedi.
-Sigara da kullanmazsınız değil mi?
-Onu da kullanmam...
Halbuki hem kahve içtiğini, hem de sigara içtiğini, elbette herkes gibi Mazhar Müfit de biliyordu.
1930.. . Yalova çiftliğinde ahşap köşkün hemen bitişiğindeki çınar ağacının
dallarını kesiyorlardı.
Görür görmez müdahale etti.
"Ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak" dedi.
İstanbul belediyesi fen işleri başmühendisi Ali Alnar ve tekılik ekibi getirildi.
Bina çepeçevre kazıldı, temel seviyesine inildi. Tren rayları getirildi, santim
santim temelin altına kaydırıldı, bina komple rayların üstüne oturtuldu.
İki katlı ahşap bina üç günde 4 metre 80 santim kaydırıldı.
Binanın yanına koltuk getirtmiş, oradan hiç ayrılmadan çalışmayı izlemişti.
İşçiler çadırda kalıyordu, Mustafa Kemal için de çadır kuruldu, o da çadırda
geceledi.
“Yürüyen köşk" haberi 10 Ağustos 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesinde
yayınlandı.
Ciddi eleştiri konusu oldu. “Devletin başka önemli işi yok mu, bir dal için değer
mi?" filan deniyordu. Çevre bilincinin anca 70'li yıllarda geliştiğini düşünürsek,
o yıllarda eleştiri konusu yapılması gayet normaldi.
Mustafa Kemal eleştirileri anlayışla karşıladı.
Ama, devletin başka işi yok mu diyenlere şu yanıtı verdi: “O çınar ağacı
devlettir!"
YIL 1930 MUTLAKA OKUYUN OKUTUN
Liseleri ziyaret etmekten çok hoşlanırdı. Derslere girer, öğrenci sıralarına oturup
öğretmenleri dinlerdi.
Öğrencilere müfettiş gibi sorular sorardı.
1930 yılında Galatasaray Lisesi'ne geldi. Tesadüfen o gün orta son sınıf
öğrencilerinin tarih-coğrafya sınavı yapılıyordu. Sınav salonuna girdi,
öğrencileri tek