Çok gücendim sana.
Neden mi? Dinle !
Bütün erkekler kulak versin söyleyeceklerime.
Aşkı öğretir, sonra sırtlarını çevirirler bize.
Kendine aşık etmek için nasıl da yalvarmıştın bana ...
Hemen teslim oldum sana.
Hiç zorlanmadan kazandın kalbimi.
Aynı kolaylıkla terk ediyorsun beni.
Şimdi de vazgeçmemi istiyorsun.
Tıpkı aşkımı istediğin gibi, ısrarla ikna etmeye uğraşıyorsun.
Bir zamanlar kollarına atılmam için yalvardın,
şimdi çekip gitmemi emrediyorsun.
Ama gitmeyeceğim. Gidemem.
Tutkuma katlanmak zorundasın.
Sen yarattın onu, o senin eserin.
Seni kalbimden söküp atmarnı isteyemezsin,
seninkinden de beni atamayacağın gibi.
Biz birbirimize ait değil miyiz?
Konuşursam gösteriş yapmak istediğimi sanıyorlar; susarsam, gülünç buluyorlar beni; karşılık verirsem kaba kız oluyorum; akıllıca bir şey ortaya atsarsam sinsi; yorulsam, miskin, yemekte bir lokma fazla bir şey yedim mi de bencil sayılıyorum; aptal, budala, korkak, kurnaz ne kılıklara sokmuyorlar ki beni! Bütün gün kendimin ne çekilmez bir çocuk olduğunu dinlemekten bir hal oldum, ciddiye almaz gibi görünüyor, içime atıyorum üzüntümü. Yoksa nasıl üzgünüm bilmezsin. Tanrıdan beni değiştirmesini diliyorum, n'olur başka türlü bir insan olayım da bari herkesin öfkesini üstüme çekmeyeyim.
Ağıl yaxşıdır, amma xoşbəxtlik daha yaxşıdır. Nə deməyimizdən və etməyimizdən asılı olmayaraq əxlaq həmişə haradasa bizim tərcümeyi- halımızın çəmənliyində otlayır.
Umutsuzluğumu onlara göstermemek zorundayım. Kendi elleriyle açtıkları yaraları onlardan gizlemeye gayret ediyorum. Sözde beni avutmak için yanıma yanaşmalan, şaka yapmaları yok mu, büsbütün kanıma dokunuyor, bağırasım, ağlayasım geliyor. Konuşursam, gösteriş yapmak istediğimi sanıyorlar, susarsam, gülünç buluyorlar beni, karşılık verirsem kaba kız oluyorum; akıllıca bir şey ortaya atsam sinsi, yorulsam miskin, yemekte bir lokma fazla bir şey 'yedim mi de, bencil sayılıyorum, aptal, budala, korkak, kurnaz ne kılıklara sokmuyorlar ki beni Bütün gün kendimin ne çekilmez bir çocuk olduğunu dinlemekten bir hal oldum, ciddiye almaz gibi görünüyor, içime atıyorum üzüntümü. Yoksa nasıl üzüldüğümü, bilmezsin.
Antuan içəri girib başıyla iki mühafiçiyə salam verdi, onlar çox güman ki, müştəriləri iki partiya kartof qızartmasını oğurlamaq isteyen soyğunçulardan qoruyurdular.
HAHAHAHAHAHA