Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şifacılık...
Yaşlı kadının dizlerini açık kalmış görünce, dizlerine dokunup soğuk değil mi? Üşümüyor musunuz? diye sorarken, Ayyy! diye irkildi. Hemen elimi çektim. Ne oldu? diye sordum. - Hayır hayır! elini çekme yine oraya koy. Hatta diğer elini de öteki dizime koy. deyince öyle yaptım şaşkınlık içinde kalarak. Sonra gözlerini kapattı ve bir rahatlama çöktü kadının üzerine. - Senin ellerinde ne var? Nasıl da iyi geldi.Sen şifacı mısın? dedi. Dizlerim için o kadar ilaç içiyorum,senin bu dokunuşun kadar rahatlatmadı. Lütfen biraz daha ellerin kalsın orada..dedi. Her zaman öyleydi ama son günlerde şifayı içeren her konuya ilgim arttı. Bitkisel şifalar, enerji şifası... insanın yöneldiği yerler aslında orada bir yaratımı gerçekleştirebileceği yerler oluyor...
Nasılsın? Bugünlerde ben iyi gibiyim Yorgun gri kaideler arasında Hüzünlü bir yeşilim.. Ya sen? Sen.. Nasılsın? Göğsündeki ağrılar nasıl? İyi misin?
Reklam
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Şimdi ben yokum, hâlâ iyi misin?
+ Nasıl oldun, iyi misin? - Daha iyiyim. + Sen hep iyi ol. - Sen varsan ben hep iyiyim. + :)
Hissiyatlarımı en iyi nasıl ifade edebilirim diye düşünüyordum. Anlamı bulabilmek, benim için en önemli şey hayatın anlamını bulabilmek. Bu sorumun büyük bir cevabını seni tanıyarak, seninle olarak ve tabi ki seni severek olduğunu anladım. Ne mutlu bana ki seni sevdiğimi sana söyleyebiliyorum, ne mutlu bana ki yüreğimdeki sevgi tohumlarını sen bahçesine ektim. Ben biliyorum ki kalbim senden başka bir bahçede tohum açmaz filiz vermez. Sen sadece bana aitsin ben de yalnızca sana aitim. Ben seni tanıdıkça anlıyorum ki meğer seni görmeden önce bile seni hayal ediyormuşum. Ben aslında hayalimdeki kıza aşıktım, çok uzun zamandır onu seviyordum. Onu görmemiştim ve sabredersem göreceğimi biliyordum. Ben seni bir buçuk sene önce ilk gördüğümde o ilk an anladım hayalimdeki kızın sen olduğunu. Geçen günler düşünüyordum, araya giren zamanlarda düşünüyordum, uzaktan sana bakarken düşünüyordum. Sonra karar verdim. Hayalimdeki kız sen misin bunu bilmem gerekiyordu. Sen bana lütfedip kalbini açtın ve ben gördüm ki meğer bir çiçek hayal ediyormuşum ama sen içinde bir bahçe dolusu çiçek barındırıyormuşsun. Ben biliyorum Rozelin, bize can veren bizi birbirimize helal kılmak için bir araya getirdi. Kader öyle güzel işledi ki bizi denk getirdi ve tanışmamıza vesile oldu. Buraya kadar kaderin sayesinde geldik. Birlikteliğimizi devam ettirecek olan şey ise bize bağlı. Sevgimiz ne kadar saf ve gerçek ise biz o kadar beraber olacağız ve bence güzel sevgilim biz bir ömür beraber olacağız
Reklam
Yakamoz&Papatya-2
Papatya: Beni affedebilecek misin, Yakamoz? Yakamoz: Niçin öyle dedin, Papatya? Sen affedilecek ne yapmış olabilirsin ki? Papatya: Sana çok acılar çektirdim, sevdiğimden ötürü. Yakamoz: Ah, Papatya, ah! İyi yürekli meleğim, ben seni çektiğim acılarda buldum. Papatya: Nasıl yani? Yakamoz: Düşünsene, sevdiğim hiç özlemeseydim, seni yazar mıydım şiir? Düşer miydi göz yaşlarım fotoğraflarının üstüne birer birer? Yanar mıydı yüreğim güzel gözlerini düşleyince? Dualarımın baş tacı olur muydun mesela? Hiç çekmeseydim acı, gelir miydin rüyalarıma? Önce kendimi sonra seni bulabilir miydim? Duyduğum her şarkıda... Yakamoz: Ağlıyor musun, Papatya? Papatya: Gözüm doldu, Yakamoz. Sen de iyi bilirsin, aşıkların tebessümüdür gözyaşları. Onlar asıl susunca ağlar...
Özgür Vural
Özgür Vural
umarım iyilerdir.
bugün yılın son günü. bu son günde yoksun. ben bu seneyi de beraber kapatırız diye düşünmüştüm. yine hayatımda olursun ve aramız iyi olur diye düşünürdüm. nasıl oldu, nasıl bu hale geldik bilmiyorum. bu beni çok üzüyor. seni çok seviyorum ben. bunu hep dile getirirdim, biliyorsun. ben senin hiç kötülüğünü istemedim, hep en iyisi seninle olsun
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Nasılsın.. Bugünlerde ben iyi gibiyim Yorgun gri kaideler arasında Hüzünlü bir yeşilim, Ya sen.. Sen.. Nasılsın? Göğsündeki ağrılar nasıl? İyi misin?
Birhan Keskin
Birhan Keskin
Reklam
iyilik ve kötülük,
"Bu dünya İyi ile Kötünün arasında bir yerde." Ama günü geldiğinde, İyilerden taraf olacak... Hiç bir zaman anlamadı insanoğlu. Dünya birine kalacak olsaydı SÜLEYMAN'a kalırdı. Ölüm satın alınsaydı NEMRUT tutar alırdı. Çıkmadık canlara Derman bulurdu. Lokman Hekim ölmedi mi? Bu yüzden HİÇ korkmadık biz. Umudumuz hep ALLAH'tandır. Derdimize "YÜKSEL" dedik,istediğin kadar yüksel. "Nasıl olsa geçmeyecek misin?" Zalimlere "güçlen" dedik,"Dilediğin gibi güçlen" Nasılsa düşmeyecek misin? Öyle oldu, olacak.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.