“Harry Potter,” dedi sol tarafımdan bir ses. “Hiç İncil okumayı denedin mi?”
Kırklı yaşlarının ortalarında olan yüzü bol pudralı bir kadındı. Neden tüm İncil hayranlarının yüzünde sanki kabız olmuşlar gibi bir ifade oluyordu? İnsanları sınıflandırma, Helena! Nazik bir şekilde gülümsemek için elimden gelenin en iyisini yaptım.
“Tanrı yapmamasını söylediği hâlde arkasında yanan şehre baktığı için taşa dönüşen kadının olduğu kitaptan mı bahsediyorsunuz?” diye sordum. “Ateşlere atıldıkları hâlde yanmayan üç cesur adamın olduğu kitaptan mı? Düşman ordunun generallerinden birini besleyip uyuttuktan sonra adamın beynine çadır kazığı sokmaya çalışan kadının olduğu kitap mı?” Bana boş boş baktı.
“Ama o söylediklerin doğru. Bu ise kurgusal,” dedi Harry’yi işaret ederek. Şeytana tapınanların kitabı olduğunu söylememe bile gerek yok.”
“A-ah, şeytana tapınmak mı? Tıpkı Yahudilerin altından bir inek yapmaları ve Tanrı diye ona tapmaları gibi mi?” Öfkelenmişti.
“Okusan bu kitaba bayılırdın,” dedim Ateş Kadehı’ni ona doğru tutarak. “Bu İncil’in aksine PG olarak işaretlenmiş bir yapıt.”
“Siz, genç bayan, yozlaşmış ve kaybolmuş jenerasyonun bir parçasısımz.” Ayağa kalktı ve onu ön taraftaki hostes ile konuşurken gördüm. Arkasından pipetimi kaldırarak fısıldadım. “Avada Kedavra.”
Kadın geri gelmedi ve orta koltuk boş kaldı. “Teşekkürler, İsa; teşekkürler, Harry,” dedim.