Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun
meyve çağında ağacın,
serip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :
Çürüyen diş, dökülen et,
bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler,
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle,
işçi tulumuyla,
bu güzelim memlekette hürriyet.
Bursa da havlucu Recebe,
Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman,
fakir köylü Hatçe kadına,
ırgat Süleymana düşman,
sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman…
Nazım Hikmet RAN
Bu ortaçağ dünyasının içinde,
bıraktı arkasında akşamı,
yürüdü,
yürüdü canım ciğerim,
yirminci yüzyılın en ümitli adamı,
ve beş yüz metre küsur hasret.
Bir Sabahattin Ali Romanı Yeşil Mürekkep, Osman Balcıgil tarafından kaleme alınmış, büyük şair ve yazar Sabahattin Ali'nin biyografisini bizlere anlatırken, dönemin siyasi-politik ve sosyokültürel açıdan toplum yapısına da ışık tutan mükemmel bir roman.
Osman Balcıgil'in okumuş olduğum üçüncü kitabı. Aslında bu kitabı sesli kitap olarak dinledim. Osman Bey'in kitaplarını ister dinleyin, ister okuyun çok beğeneceğinizi düşünüyorum. Sayfamı incelerseniz ve benim okuduğum tarzda kitaplar seviyorsanız, mutlaka Osman Balcıgil'in kalemi ile tanışmanızı öneririm.
Kitap, Gazi Mustafa Kemal'in eğitim amacıyla genç öğrencileri yurtdışına yollaması kapsamında; Sabahattin Ali'nin 1928 yılının Kasım ayında Almanya yolculuğuna çıkması ile başlıyor. Almanya'da yaşadıkları, arkadaşlıkları, esprileri, nasıl haksızlığa uğrayıp yurtdışı edilerek Türkiye'ye geri dönüş yaptığı giriş olarak anlatılıyor kitapta.
Türkiye 'ye geldikten sonra hayatına nasıl yön verdiği, öğretmenliği, kadınlara olan aşırı düşkünlüğü ve sevgisi, Nazım Hikmet ile tanışmaları, ilk öyküleri, şiirleri, romanları... Biricik karısı Aliye ve biricik kızı Filiz... Onlara yazdığı mektuplardan alıntılar... Yaşadığı acılar, sefalet ve adi bir cinayete kurban gidişi... Bu kadar büyük bir Edebiyat dehasının hazin sonu... Gerçekten boğazım düğümlenerek dinledim kitabın bazı kısımlarını...
Ruhun şad olsun büyük yazar...
Kitap okurum: içinde sen varsın,
Şarkı dinlerim: içinde sen
Oturdum ekmeğimi yerim: karşımda sen oturursun,
Çalışırım: karşımda sen.
Sen ki her yerde “hâzırı nâzır”ımsın,
Konuşamayız seninle,
Duyamayız sesini birbirimizin...
Ruhun şâd olsun Nâzım Hikmet Ran.