Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
NOCTİS
Derin dehlizleride kesişti yollarım karanlıkla, öyle kolay değil vazgeçmek. Şimdi çık dışarı akşamleyin odandan, kimin var? Hiç kimse. Yavaşça göğe sunulan ince bir duman şimdi hayatım. Anlamını kaybetmiş bütün kıvrımlarım. Koyver gözlerini usulca penceremden, ne var ki karanlıktan başka. Kendi dünyamı kurdum kafamda, koskoca sessizlikle olgunlaşan milyonlarca hiçlik içindeki kelimeler. Dünya gürültülü, tanrının sesi duyulmuyor. Karanlıklar arasında çömelmiş ölüm bekler durur. Düşünür sıra kimde, ben mi? Daha vaktim gelmemiş. Hep ağlaması gerek birinin, noctis daha ayrılmadı hücrelerimden ondandır belki bu bitmeyen savaş. Çünkü ben hariç bütün nesneler bir yer buldu kendine, uydurdu kendi yapbozunun parçasını. Çünkü bir yere ait olmak daha anlamlandırır bu gereksiz, boş gezegeni. Karanlık benim zenginliğim, saklanıp oracıkta ürkek ürkek beklerim sonsuza kadar. Ne getirir bana hayat tam bir muamma. Aydınlığı aradığım bütün yıldızlar ölü gibi, bir bende mi işe yaramaz bu düzen. Hep bir düzensizlik, hep bir karmaşa. Hep çok noctis.
huseyin yani
huseyin yani
Keşke sen ben olsan; seni sevmenin ne kadar zor olduğunu anlasan. Keşke ben sen olsam; bu kadar sevilmenin tadını çıkarsam. Özdemir Asaf
Reklam
Ben her ne kadar Menderes'in Anayasa kurallarına göre, yani seçim hazırlığı yaparak oyunun kartlarını karmakta olduğunu varsaymış olsam da (bu varsayımda kesinlikle yalnız değildim), bundan artık vazgeçtiğini ve herhangi bir rekabet talebine teveccüh etmeksizin kendisini kazanan ilan edeceği açıkça görünüyor. Sayın Menderes, tek parti yönetimine güle oynaya geçmeyecek. Şöyle ki; seçim kampanyasına dönük araştırmaları ona seçimlerin tarafsız biçimde yürütülmesi hâlinde partisinin neredeyse kesinkes onay almayacağını göstermeseydi, kendisi muhtemelen, hatta kesinlikle memnuniyetle seçimlere katılırdı. Sayın Menderes'in artık seçimleri tahrif etmeye dair bir çekincesi yok. Zaten seçim bölgesi değişiklikleri ve üst düzey idari mevkilerin yeniden düzenlenmesi yoluyla bunun için uygun hazırlıkları yapmıştı. Avusturya Büyükelçisi Karl Hartl'ın istihbarat raporları
Ölü Ruhlar
Yavaş ve ağır bir şekilde çevirdi kafasını karşısında oturan Ömer'e. Kelimeler boğazına dizildi, bir kaç saniye sessiz kaldıktan sonra sert bir şekilde yutkundu ve dökülür verdi ağzından gecenin karanlığına karışacak o sözler: "Bir kadın ne kadar çok sevilebilirse o kadar çok seviyorum onu. Sevdiğim kadın mutlu olup her daim gülümseyecekse ben canım dahil her şeyden vazgeçerim." (Ateş & Asuman)
"Beni hiç tanımıyosun demi. Beni sana sorsalar ben böyle birini ne ,gördüm, ne duydum ,ne de biliyorum dersin o kadar eminim ki."
Hiçbir şeyden haberim yokken ne ara bu kadar kötü biri ilan edildim ben?
Reklam
İyi geceler.
O bana bunu yapmazdı. Ben yapıyorum ama o olsa beni bu kadar düşünmez bu iyiliği bana etmezdi diye düşünme. Bu seni sen yapar ondan farklı kılar. Ve ne olursa olsun Allah her yaptığın iyiliği güzelliği görür. Hiçbir çaba boşa gitmez...
#Siyabend
Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım Ben artık adam olmam bu derde düşeli/
Cemal Süreya
Cemal Süreya
“İnsanın derdi ne kadar büyük olursa gülüşü o kadar sıcak olurmuş, o dert güzelleştirirmiş onun yüreğini. Öyle derler, bizim buralarda. O derdin büyüklüğü neye göre ölçülür biçilir bilmem ben. Fakat birinin gülüşünün sıcaklığını hissettim mi, anlıyorum ki derdi çok. Güzelleşmiş derdiyle.” ➳|| Neşet Ertaş 🌻
Taş olsa çatlardı. Dağ olsa yıkılırdı. Ben öyle bir durdum ki bunun derdiyle ne kadar yaşarım bilmiyorum
Reklam
Yaz dedi bana. Yaz Ayşe. "Ama insanların göreceği yerlere değil deftere yaz." Herkes görsün istiyorum dedim. "O halde senden isteğim kendini kötülemeden, açık vermeden yaz. Dış dünyanın ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyorsun, öğrenmen sancılı olacak." Dedi. Dinlemedim. Bilir ki dinlemem, dizlerim kanamadan bilmem diz acısının ne olduğunu. Elleme dedim kendim öğreneceğim. Defterler istedim sonra ondan. Renkli olsun ki daha çok yazayım. İnekli defter buldum alır mısın dedim. Aldı. Biliyor ki ne kadar güzel bir defter olursa o kadar yazarim. Yazdım ama yetmedi. Anlatma ihtiyacı duydum. Düştüm öyle bir zorluğun içine. Dönmedi de dilim. Okuduklarımın bana öğrettiği kadar benim cümlelerim. Onlarda yetmedi anlatmama. Başka bisey de bulamadım. Dilde yetmiyormuş bir yerde anlatmaya. Sonra darbeler almam gerekti anlatma zorluğunu bırakmak için. Üst üste aldım. Dayanamıyorum, yapamayacağım dediğim yerden daha da kuvvetli kalktım. Öğrenmen çok zaman alacak, sancı çeken anne gibi düşün dedi. Alıyor. Bilmiyordum. Ben bu kadar kötülüğün barındığını bilmiyordum. Yoktu benim hafızamda, hiç olmamıştı. Öğreniyorum. Dünyanın kötü bir yer olduğunu, çabamın boş olduğunu, hepsini.
selam 47
merhaba, şu an garda lake kıyısında expresso içiyorsun, kafan güzel. arkada “here there delillah” çalıyor üniversitedeki sevgilinle şarkınız olduğunu hatırlıyorsun. 12 yıl geri gidiyorsun. bugun 34 yaşını doldurmaya yaklaşık 30 gün kaldı. 7 mayıs bu gün. 12 yıl öncesini hatılıyorsun. 12 yıl sonrasını düşünüyorsun şimdi… damarım tutuyor işte arada, anı yaşamıyorsun. manzaran harika. ucsuz bucaksız Garda’nin kıyaları yeşil, açıkları mavi suları. bitiminde binbir çeşit tonla seni izleyen ağaçlar. günlük hayata yetecek kadar italyanca öğrendin, hala hatırlıyor musun? şimdi nerde nasılsındır acaba. bunu okuduğunda bana ulaş. içinde derinlerde. umarım sahip olduklarımı kaybetmemişindir aptallık yapıp. aç gözlülük yapıp. doyumsuzca davranıp…. karar verebiliyor musun artık? ben hala bazı zamanlarda sıkıntı yaşıyorum. hayır demekte duygularımı net ifade edememekte. ne istediğimi bilememekte. hiç bir şeyin tadını almadan başka şeylere sahip olma isteği.. çözdüm çok büyük oranda. bazen damarım tutuyor dedim ya…. umarım güzel bir yerdesindir. doğum günün bu gün, kaldır boşluğa kadehini ikimizin şerefine ben suretimle tokuştururum bardakları….
Victor Hugo
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli, Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan, Hüzün rengi almış saçlarının her teli Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan, Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli
Kaç zamandır hep küskünüm sana Huysuzlaşır aksileşir kalbini kırarım Her ne kadar kendimden emin görünsem de Bildiğin gibi değil aslında ben (ben) bir korkağım Sen bana aldırma gülüm Benden adam olmaz Kendime hayrım yoktur Benden adam olmaz Ali Seval Av Mevsimi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.