Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Türk tarihinde esas Osmanlı'dır. Çünkü medresesinden kançılaryasına kadar, ki ordu her halükârda öyle zaten, Türkçe kullanılır. Devşirme alsa da onları süratle Türkleştiren Osmanlılardır. Osmanlı Devleti, tarihte, çok uzun yaşayan ve Türklüğü her yönüyle yaşayan bir devlettir. Hatta ne ki Osmanlılığa bulaşmıştır, mükemmeldir. Mesela Kazan Hanlığı'na göre Kırım Hanlığı mükemmeldir, çünkü Osmanlılaşmıştır. Osmanlı bir Türk imparatorluğudur...
Türklerde Yazılı Ve Sözlü Kaynaklar
Yazabilmek önemli. Mesela Mısırlı papirüsü bulmuş; çünkü, Nil'de papirüs var. Papirüsün üzerine yazmış. Yine mesela Mezopo­tamya' da kil tabletler üzerine yazmışlar. Bu da çok değerli ve güzel bir teşebbüs ve insanlık adına çok önemlidir. Peki, Orta Asya'da ne yapıyor? Bunu taşa kazıyor. Çünkü eldeki malzeme budur. Öbürleri yok. Çin'de ise ipeğin üzerine yazmaya başlıyorlar ya da bambunun üzerine. Yani birilerine meramını anlatabilmek, sadece Türklerin değil, insanoğlunun derdi. Bir bakıma insanlarda entelektüel bir arayış var ve bunu bir madde kullanarak aktarması lazım. Maddeye aktaramazsa ne olur? İşte Türkler bunu sözel olarak yapmışlar. Türk destan ve efsanelerinin bu kadar zengin olmasının, Türk atasözleri­nin, deyişlerini, halk edebiyatının . . . Esas sebebi budur.
Reklam
Bana göre tarih bilgisi ve anlayışı olarak "Kızıl Sultan" ne kadar sıkıntılı veya problemliyse, "Ulu Hakan" da o kadar sorunludur. Her ikisinin de tarihî bir gerçekliği ve karşılığı yoktur. Prof. Dr. Necmettin Alkan
Sayfa 216Kitabı okudu
Cansu Canan: Diğer toplumlar Türklerin ne uman farkına vardılar! Hatta bu farklı milletten ne uman tedirgin olmaya başladılar! Bunları büiyor muyuz! Taşağıl: Bu durum Asya'da daha nettir. Ancak Doğu Avrupa'yı da ihmal edemeyiz. İskitler, Kimmerler gibi toplumları sayarsak bu M. Ö. 700 'lü yıllara kadar gider. Bence Çin civarında M.Ö. 2700'lere kadar inebiliriz. Çünkü Altaylar bölgesinden akınlar oluyor.
Sayfa 29 - KronikKitabı okudu
Papa, Atilla'ya yalvarıyor
Taşağıl: Mesela Campus Mauriacus Savaşı' ndan bir yıl sonra, yani 452'de Attila, Roma kapılarına dayanıyor. Karşısında durabilecek hiçbir askeri güç yoktur artık. Romalılar korkuyor ve çare olarak Papa'yı gönderiyorlar. Dönemin Papa'sı Attila'ya yalvarara ve hediyeler vererek onu geri dönmeye ikna ediyor. Türkler her ne kadar bozkır halkı olsalar da yerleşik medeniyetin getirilerini iyi biliyorlar. Mesela ticaret gelirlerini... Zarar vermek niyetleri yok esasında. Ekonomik güçlüğe düşünce harp ediyorlar. Attila döneminden ta Anadolu ve Balkanlar'a kadar da bu anlayış devam etmiştir. Yereli bozmazlar, işleyen ekonomik çarkları bozmuyorlar.
Sayfa 21 - KronikKitabı okudu
Reklam
Attila Efsanesi
Taşağıl: Attila, II. Dünya Savaşı'na kadar Avrupa'da kötü anlamda da olsa, hakkında herhalde en fazla eser yazılan bir şahsiyet. Öcü gibi gösterilir. Ancak birkaç sene evvel Attila'nın Liderlik Sırları diye kitap yazıldı. Şirketlerde kullanılıyor. Tabii Avrupalılar Attilayı yenemeyince bir masal uydurdular. 'Savaş tanrısı Ares'in kılıcı onun elinde, o yüzden yenilmiyor' demeye getirdiler. Gerçekten de Attila ve Hunlar çok uzun yıllar boyunca hiç yenilmediler. Öte yanda, Roma baskısından kurtulan kuzeyli kavimler, Attilayı babacan biri olarak saydılar. Ordusuna katıldılar. Çünkü bu işler böyledir. Bakış açıları farklıdır. Romalılar, Attila için 'Tanrının Kırbacı' der. Tabii Romalılar ilk defa büyük bir düşmanla karşılaşıyorlar. Yenemiyorlar zaten. Suikast düzenliyorlar, başaramıyorlar... Sonra bu süreç, Romanın yıkılışına kadar gidecektir... Attila, Türk müdür? Evet, Türk'tür tabii. Hun Türküdür. Yani bizi Avrupa Birliği'ne alırlar mı, Avrupalı mıyız diye konuşuluyor ya, Avarlar, Hunlar... Avrupanın bugünkü millet yapısını zaten etkilemişlerdir.
Sayfa 20 - KronikKitabı okudu
Cansu Canan: Türklerin en eski yurdu Hakasya mıdır?
Taşağıl: Bence öyle ... Hakasya, Altay ve Sayan Dağlarının arasında, bugün Orca Sibirya'nın güneyinde yer alan bölgenin ismidir. Şu anki verilere göre en eski yurdumuz Hakasya'dır. Bu, belki ileride yeni bulgularla değişebilir. Ama şu anda öyle. Özellikle 1950'lerde Çek araştırmacıların kazılarına göre bu sonuç çıkıyor. Ben de o bölgeye gittim. Orada ağaçtan yapılmış evler görmüştüm. Anlatılan şu; o dönemde Sibirya'da yaşayan Türkler ağaçtan evlerde yaşıyorlardı. Ben de aynı kanıdayım. Sonrasında iç kesimlere doğru göç eden Türkler bu sefer keçe evlerde yaşamaya başlıyorlar. Bugün halen o bölgede ağaç evler vardır. Şuan için eldeki bilgiler ışığında ilk yurdumuz Hakasya'dır diyebiliriz. Bu arada Hakasya demişken: Mesela Türk kültürünün en önemli motiflerinden birisi demir ve demiri işlemedir. Bunun en eski örneklerini Hakasya'daki Minusinsk Müzesi'nde görüyoruz. Minusinsk Müzesi, 1870'li yıllarda kurulmuştur. Oradaki eşyalar, Türklerin ilk yıllarında bile demiri işlemede ne kadar ileri gittiklerini gösteriyor. Kemer tokalarından savaş aletlerine, süs eşyalarından mutfak eşyalarına kadar pek çok eser sergileniyor orada. Ustalık işi eserler.
Sayfa 17 - KronikKitabı okudu
452'de Attila, Roma kapılarına dayanıyor. Dönemin Papa'sı Attila'ya yalvararak ve hediyeler vererek onu geri dönmeye ikna ediyor. Türkler her ne kadar bozkır halkı olsalar da yerleşik medeniyetin getirilerini iyi bili­yorlar. Mesela ticaret gelirlerini... Zarar vermek niyetleri yok esasın­da. Ekonomik güçlüğe düşünce harp ediyorlar. Attila döneminden ta Anadolu ve Balkanlar'a kadar da bu anlayış devam etmiştir. Yereli bozmazlar, işleyen ekonomik çarkları bozmuyorlar .
Her şey o kadar anlık ki bu hayatta. Bir saniye sonra neler olabileceğini hiçbirimiz bilemiyoruz. Bazen asla yapmam dediğimiz şeylerin başrolünde oluyoruz ya da hayat buna bizi mecbur ediyor. Ya da aslında biz yaptığımız hataları kabul etmek istemeyip ona bir bahane ararken hep hayatın bizi buna mecbur ettiğini söyleyip bütün suçu ona atıyoruz veyahut hiçbiri değil sadece mutlu olmak için sonucunun ne olacağını bazen umursamayıp her şeyi akışına bırakıyoruz.
Sayfa 255Kitabı okudu
Reklam
Okuldayken de böyleydim ama arkadaşlarım benim nasıl biri olduğumu bildiklerinden bu durumu hiçbir zaman sorun etmediler. Zaten zamanla beni tanıdıklarında da aslında sadece dışarıya karşı öyle olduğumu, gerçekten sevdiğim insanlara ne kadar değer verdiğimi gördüler.
Prof. Dr. Necmettin Alkan
Bana göre tarih bilgisi ve anlayışı olarak “Kızıl Sultan” ne kadar sıkıntılı veya problemliyse, “Ulu Hakan” da o kadar sorunludur. Her ikisinin de tarihî bir gerçekliği ve karşılığı yoktur.
Sayfa 216 - Kronik KitapKitabı okudu
İngiliz işgaline karşı mücadele eden bir komutan nasıl oluyor da İngilizlerle anlaşmış oluyor? Böyle bir şey asla söz konusu değildir! İşgalin en büyük zanlısı ve azmettiricisi İngiltere'dir. Yunanistan'ı bir nevi tetikçi olarak kullanmışlardır. Silah, mühimmat, para… Hepsi İngilizler tarafından karşılanmıştır. Neden? Çünkü İngiliz kamuoyu, Anadolu'ya asker çıkarmaya karşı çıktı. Onlar da Yunanistan'ı sürdüler. Lozan'da da karşımızda bu İngilizler vardı. Burada bazıları, Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a gelirken İngilizlerden vize almasından hareketle böyle bir iddiayı ortaya atabilirler. Ancak o sırada memleketin içinde bulunduğu şartları düşünün işte; ne kadar üzücü! Payitaht'a gelen herkes aranıyor mesela. Bir yerden bir yere gidebilmek için işgal kuvvetlerinden vize alıyorsunuz. Ülkeyi o duruma düşürenlerin ve onları bugün savunanların utanması, yüzlerinin kızarması gereken bir durum değil mi bu? Paşa, zaten resmi görevliydi.
Sayfa 235 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Ancak Osmanlı bu anlamda doğrusunu yapıyor. Bu nedenle Türk tarihinde esas Osmanlı'dır. Çünkü medresesinden kançılaryasına kadar, ki ordu her halükârda öyle zaten, Türkçe kullanılır. Devşirme alsa da onları süratle Türkleştiren Osmanlılardır. Osmanlı Devleti, tarihte, çok uzun yaşayan ve Türklüğü her yönüyle yaşayan bir devlettir. Hatta ne ki Osmanlılığa bulaşmıştır, mükemmeldir. Mesela Kazan Hanlığı'na göre Kırım Hanlığı mükemmeldir, çünkü Osmanlılaşmıştır. Osmanlı bir Türk imparatorluğudur…
Sayfa 85 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Türkler her ne kadar bozkır halkı olsalar da yerleşik medeniyetin getirilerini iyi biliyorlar. Mesela ticaret gelirlerini… Zarar vermek niyetleri yok esasında. Ekonomik güçlüğe düşünce harp ediyorlar. Attila döneminden ta Anadolu ve Balkanlar'a kadar da bu anlayış devam etmiştir. Yereli bozmazlar, işleyen ekonomik çarkları bozmuyorlar.
Sayfa 21 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.