Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" Niteliğe yönelik hükümler, gizlice niceliğe yönelik hükümler haline gelir. Bu hükümlerin failleri 'şeyciliğe', yani her şeyi şeyler düzeyinde değerlendirmeye doğru kayışı ummasalar bile. Nitekim memur, elinin altındaki cihaz sayısına bağlı olarak yönetim hiyerarşisindeki mevkiini belirler. Yüksek düzeyde bir memurun odasında dört telefon ve çevresinde beş klima görüp hayret etmiştim. Aynı Arap başşehirinde çok yüksek manevi nüfusa sahip bir zatın oğlu olan aydın bir genç, beni her gördüğünde selam verirdi. Bir tren istasyonunda benim 3. sınıf bir kompartımandan indiğimi gördüğü günden itibaren selam vermez oldu. Şeycilik, özellikle siyasî literatürde oldukça sık rastlanan tipik bazı yanlışlıklara bile sürükler. Bu ülkedeki bir 'destek önergesi'nde 'hükümet ve onun halkı' ifadesinin kullanıldığına şahit oldum. Böyle bir ifade aslında tersine çevrilmiş bir mülkiyet ilişkisidir. Çünkü halk hükümete değil, hükümet halka aittir. "
Sayfa 75 - Boğaziçi Yayınları
...VAKİT İRFAN VAKTİ...
1K DA 4.. ŞEBİ ARÛS(MEVLANA HAZRETLERİNİ ANMA) ETKİNLİĞİ; TARİH :17 Kasım 17 Aralık. Ölümü düğün gecesi (Şeb-i Arûs) olarak anlayan insana tesir edecek hangi güç vardır? O güçlü, yenilmez insan, Mevlâna'dır. Ölüme ve hayata,
Reklam
" Maskeli kelimeler vardır. Siyasette birkaç tane var ise ilimde birçok tane olmak şartıyla. Hele bu kelimeler meşhur bir muharririn itibarlı kaleminden dökülmüş olmaya. Gizledikleri hata ve boşlukları kimse görmez. Aydın kişi geçinmek manisine tutulmuş olanların dimağlarında, zannedildiğinden çok fazla bu tip, kitaplardan edinilmiş fikir hayaleti, düşünce hortlakları dolaşıp durmaktadır. "
Diyanet Vakfı Yayınları
İkra! Oku! Kuran’da verilen ilk emir, insanlığa verilen ilk mesaj: Oku! Okumak her aydın medeniyetin bir parçası olmuştur. Ama bu Rasul kim? En-Nebi El-Ummi. Okumayı bilmiyor. Bu emir; kütüphanelerle, üniversitelerle dolu bir topluluğa ya da kitaplarla, yazarlarla bir geçmişi olan bir topluluğa verilmedi. Edebiyatları şiirden oluşuyor ve şiirlerinin bile çok azı yazıya geçirilmiş, sadece ezberleniyordu. Bir kütüphaneye gidip o dönemlere ait Arapça şiir bulamazsınız. Böyle bir toplumda Allah azze ve celle okuma emrini veriyor. Sadece Rasul’ün kendisi değil, o toplumdaki birçok insan okumayı bilmiyordu. O emre yanıt olarak, Müslümanlar tarihteki en eğitimli topluluk oldular. Eğitim, Müslümanların arasında yayıldığı gibi hiçbir yerde yayılmadı. Şu anda var olan modern üniversite sistemini biz geliştirdik. Eğer araştırırsanız, batı dünyasındaki PhD sisteminin İslam’daki icazet sisteminden geldiğini görürsünüz. Kendileri bile okumayan bu insanlar, okuma konusunda dünya liderleri haline geldiler. Allah bu Kuran’ı, kitap formunda göndermedi. Sadece sözler biçiminde gönderildi. Bu sözlü olarak gelen kitap, tarihte hiç olmadığı kadar çok kitabın yazılmasına sebep oldu. Bu Kuran, dünya çapında bir sürü kütüphanenin oluşmasına neden oldu. Fıkıh, akide, İslam tarihi, tefsir kitapları… Yüz binlerce insan, nesillerce boyunca yazdı-okudu, yazdı-okudu.
Sayfa 6
Onun ruhaniyetinin özü, şu Âyet-i Kerîmelerin ruhunda saklıdır: - ''Ey nebi, biz seni, hakikaten bir şahid, bir müjdeci ve bir korkutucu ve Allah'a kendi izni ile davetçi, aydın ve kandil olarak gönderdik.." (Ahzâb, 33/45-46)
Sayfa 75 - Kurtuba KitapKitabı okudu
Nebi (s.a.v) şöyle buyurdu: "Hakimler üç sınıftır. Bunlardan ikisi Cehennem'de biri Cennet'tedir. Cehennem'de olanlar, bile bile haksız hüküm verenlerdir. Bilmediği halde hakim olup hüküm verecek insanların haklarını zayi edenler de Cehennem'dedir. Hak ile hükmeden hakim de Cennet'tedir."
70 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.