Maëlle her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan, yogun tempoda koşturmaktan kendi mutluluğunu önceliği yapmayı unutmuş, Parisli mutsuz bir kadındır. En yakın arkadaşı Romane ile buluştuğunda öğrendiği gerçek sonucunda bir seçim yapmak zorunda kalır ve ondan istenen uzun, zorlu bir yolculuğa çıkar. Böylece mutluluğa giden hikayesi de başlamış olur. Tam da Tolstoy'un dediği gibi, "Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya biri bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir."
Kitap akıcı bir uslupla yazılmış,analizler ruha ince ince işleniyor,okurken ana karakter Maëlle ile beraber kendim de farklı bakış açısına büründüm.neredeyse her sayfada cümlelerin altını çizdim.
"Dalgalara engel olamazsınız,ancak sörf yapmayı öğrenebilirsiniz." Joseph goldsteın
Bazen düşüncelerimizin esiri oluyoruz,robotik bir şekilde davranıyoruz ve bunu rutin haline getiriyoruz rahatsız dahi olmuyoruz. Biz neden bu haldeyiz? Çünkü sevgimiz,odağımız dağınık,iş güç o,bu derken kendimizi unutuyoruz. Önceliğimiz biz olduğunda, özümüze döndüğümüzde,kendimiz olduğumuzda kendimize değer veririz ve kuş gibi hafifleriz.
"İyileşmek, içimizde mükemmel bir yer olduğunu anlamak demektir. O yeri bulmak için hissetmek yeterlidir." S.180
Kendinle arkadaş olduğunda artık yalnızlıktan korkmazsın.
Hepinize bilinçli okumalar sevgili okurlar :)
Bu arada birisine bir kitap hediye alsam mutlaka seçimimi bu kitaptan yana kullanırım.