...Başkasının Tuğlası...
İnsan, kendisini dahi anlamıyorken, anlaşılmayı bekleyen bir varlık. Binlerce kitap yazılıdır kendisi hakkında, binlerce çıkmaza girer yine. Gerçek anlamda anlaşılmak bizi mutlu edecek mi, tatmin edecek mi bu bile belli değildir. Belkide anlaşılmamak bizi tatmin ediyor. "Anlaşılmamak nasıl tatmin eder?!" diye düşünenler olabilir. Tatmin
Neden?
Çok yaşıyoruz ama az kulluk ediyoruz. Çok geziyoruz ama az tefekkür ediyoruz. Çok yiyoruz ama az şükrediyoruz. Çok ölüm görüyoruz ama az ibret alıyoruz. Çok harcıyoruz ama az şeye sahip oluyoruz. Çok gülüyoruz ama az ağlıyoruz. Çok bakıyoruz ama az görüyoruz. Çok seviyoruz ama az gösteriyoruz. Çok yazıyoruz ama az yaşıyoruz. Çok istiyoruz ama az sabrediyoruz. Çok düşünüyoruz ama az yapıyoruz Çok konuşuyoruz ama az harekete geçiyoruz. Çok plan yapıyoruz ama az uyguluyoruz. Çok hata yapıyoruz ama az affediyoruz. Çok günah işliyoruz ama az tövbe ediyoruz. Çok kirletiyoruz ama az temizliyoruz. Daha büyük evler yaptık ama daha az mutlu olduk. Daha lüks araçlar aldık ama daha az huzurlu olduk. Daha çok iletişim aracı var ama daha az iletişime geçtik. Daha çok bilgi edindik ama daha az medenileştik. Daha çok insanla tanıştık ama daha azıyla samimi olduk. Daha çok arkadaşımız oldu ama daha az dertleştik. Daha çok akrabamız oldu ama daha az ziyaret ettik.
Reklam
Kadın Hakları Hayvan Hakları Bilmem Ne Hakları Zırvalığı
Kadın başarır, kadın yapar bilmem ne diyerek aslında varolmayan bir savaşa başkaldırı yapılıyor. Toplumda bir çok şeye karşı önyargı varken neden sadece bu durum bu kadar protesto ediliyor hiç düşündünüz mü? Ben mütedeyyin bir kesimde doğup büyüdüm ve her şeyi yaptım, çevremdekiler de yaptılar. Okuduk, meslek sahibi olduk, çalışıyoruz, araba kullanıyoruz, geziyoruz, eşimiz bizi incitmiyor. Okuyamayan, mesleği olmayan, araba kullanamayan, kendini geliştirmeyen, eşinden baskı gören bir sürü erkek de biliyorum kadın da. Bu herkesin doğup büyüme yetişme tarzı ve sahip olduğu imkanlarla alakalı bir durum ve genelleme yapıp ortada başkaldıracak bir durum ya da olgu yok. Peki neden bu durum revaçta? Çünkü kafa karıştırıp, milleti manipüle edip aile yapısını bozmak için. Ben öğretmenim ve sınıfım, okulum çalıştığı ve okuduğu için annesini göremeyen, davranış bozukluğu olan çocuklarla dolu. Bence ortada protesto edilecek bir şey varsa o da yoktan protesto edilecek bir durum çıkarıp akıl bulandırılmasıdır. Ben öğrencilerime çok üzülüyorum.
Karanlığa gömülüyorun Boynuma bir el sarılıyor Ecelim mi geldi ne var Siyaha boyanmış etraf Sukutun bogazıma dayadığı Soğuk hançerle ben günler aşıyorum Yıllar , üzerimden birbir ezip geçen yıllar Neden ciğerlerim bir günün daha zehrini soluyor Neden ellerin ellerimi hâla bulmadı sevgili Neden gökyüzü bana göğünü açmadı Tutsak bırakılmış halde zamansız bekleyişe neden tabii tutuluyor bir avuç can suyuna muhtaç olan ruhum Dudakların hâla bir buse konduracak kadar yakın değille bana , rüzgarda bıraktı artık senden iyi dilekler getirmeyi Yanlızlığımla başbaşa bırakılmışım Yatağın soğuk tarafını o kaplamış Ruhumun çökük duvarlarıyla başbaşayım Harabeye dönen zihnimin sokaklarını el ele geziyoruz onunla Ahh sevgili , senin kucağında yinede son nefesimi arzulardım Hayat aramıza kaderin belirtecini sokuşturmasaydı Ben bu dediklerimi sen haricii başka kimselere diyemiyorum sevgili İçimin yığın harabelerine rağmen son kalan güzel duygularımla Seni sevmekten geri duramıyorum Hiç durmadan yorulmadan seni beklemekten sırf bu yüzden usanmıyorum R.Dilara
Neden Yalnızlığı Seçiyoruz
Neden yalnızlığı seçiyoruz? Neden insanlardan çok hayvanlarla dostluk kurmaya başladık? İnsanlar ve hayvanlar söz konusu olduğunda, neden hayvan sevgimiz daha ağır basar oldu? Aslında cevap çok basit, hayvanları tercih ediyoruz çünkü konuşamıyorlar… Biz onlara derdimizi anlattığımızda bizi yargılamayacaklarını, sorgulamayacaklarını,
"Kaç kez bir hastanın, "Varoluşumun anlamını ve amacını bir bilebilsem sinirsel sıkıntılarımdan da kurtulurdum!" diye bağırdığını duymuşumdur. " diye yazmış Jung 'insan ruhuna yöneliş' adlı kitabında. Sahi hayatın anlamı ne? Neden varım? Neden varsın? Herkesin bu hayatta kişisel bir anlamı mı var yoksa zaten o mana herkes için bir mi? Yiyoruz, içiyoruz, uyuyoruz, geziyoruz, görüyoruz... En son da ölüyoruz. Böyle mi bitmeli sahi bu güzerân? Bu kadarcık mıydı? Oysa epey de güzel bir dünyada misafiriz. Kainatın işleyişi muazzam, çevremde gördüğüm canlılar, bitkiler.. Yiyecekler mideme hitap etmekte, hepsinin ayrı faydaları ve güzellikleri var. Tıpkı zevkli bir şekilde dekore edilmiş, bir misafirin ihtiyaç duyacağı her şey düşünülerek tertip edilmiş bir otelde gibi değil miyiz? Bunca hazırlık ne için ola ki? Hiç düşündün mü? . . Eğer bir hakikate değmişse fikrin bunun hayatına tesiri dokundu mu peki? İnancına göre yaşıyor musun? Hayatından okunuyor mu neye inandığın? O kadar insan varken bu yazıyı senin görmen neye işarettir? Neden öteki beriki değil de sen bu yazıya muhatap oldun? Tesadüf sanılan şeyler ya birinin bizimle konuşma şekli ise..?
Reklam