TÖĞBE İSTİĞFAR EDEREK YATALIM .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Estağfirullah El Azîm Ellezi Lâ İlahe illa Hüvel Hayyel Kayyume Ve Etûbü İleyh Tevbe te Abdin Zalimin Li Nefsihi Lâ Yemlikü Li Nefsihi Mevten Velâ Hayaten Ve Lâ Nuşura . " 🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Bu Duanın Anlamı : "Kendisinden Başka İlah Olmayan, Hakiki Hayatla Diri Olan  Hay, Her şeyi Ayakta Tutan  Kayyum Olan Büyük Allah’dan Beni bağışlamasını İstiyor Ve  -Bütün Benliğimle- Ona Tövbe Edip, Yöneliyorum; Nefsine / Kendine Zulmetmiş, Üstelik Nefsi İçin Ne Ölümü, Ne Hayatı Ve Ne de Öldükten Sonra Dirilmeyi Elinde Tutamayan Bir Kulun Tövbesiyle / Yönelişiyle   ( Tövbe Ediyorum )." 🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲
Ölüm, nefs, ömür, emanet.
İnsan yaşadığı müddetçe ölümü, nefsin gafleti, nefs-i emmârenin gafleti, insanı milyon sene yaşayacakmış gibi, hiç ölmeyecekmiş gibi zannettirdiğinden, insanlar hataya ve isyana düşüyorlar. Hâlbuki ömür, Allâh’ın verdiği ömür, insana bir emanet… O emaneti gayet iyi kullanmak lazım. İyi kullanmaya gayret etmek lazım.”
Reklam
Denize bir lügat olarak baktım bugün. Bilmediğim, işitmediğim, doğru kullanmadığım, mecazlarını bilmediğim ne çok kelime varmış. Şairlerin tuz diye, ressamların renk diye, musikişinâsların elhan diye denize döktüğü ne çok kelime varmış. Ölümü intihar namıyla denizde arayan ne çok ümitsiz insan varmış. Hayatı sudan yaratan tek bir İlah varmış! Kuzguncuk sahiline vardım bugün. Önünden geçip tenha yollar, ıssız zamanlar aradığım, kendimi kaybedip yalnızlığımı bulmaya çalıştığım bir gurbet ruhunu bugün sahile vuran dalgalardan işittim. Sudan yapılmış bir dergâhın eşiğinde ruhumun arınmak için çırpınan kanatlarını, dudaklarıma gölgesi düşen tevbe cümlelerinin burukluğunu, denize kavuşmayı arzulayan göz yaşlarının iştiyakını duydum. Sessizliğimi muhafaza etmenin imkanın eşiğinde donakaldığını gördüm. Göz kırpmanın dahi saygısızlık olabileceği, nefesin en hürmetli bir kasıtla alındığı, ölümü dilemek ile ölüme teslim olmak arasında izah edilemeyen bir hissin tüm varlığımı uyuşturduğu bir anın tereddütünü yaşadım. Göz kapaklarıma bir hayalin ağırlığı çöktü bir an. Dipsiz bir sükût kadar derin uyuyordu deniz. Uyku bir iğne gibiydi; deniz ve ben o iğnenin deliğinden geçtik.
Nefsin ölümü, Müslüman olmasından ve kötü sıfatların değişmesinden ibarettir. Seyyid Sıbgatullah Arvâsî (k.s)
“Ölümümüz sonsuzlukla evliliğimizdir Peki sır nedir? “Tanrı tektir.” Güneş ışığı kırılır evin pencerelerinden girerken. Tıpkı üzüm salkımlarındaki çeşitlilik gibi, Ama üzüm suyu gibi değil. Çünkü Tanrı’nın ışığında yaşayanlar için, Nefsin ölümü bir lütuftur. O ölümü tadan nefs için ne iyi söyleyin ne de kötü, Çünkü o artık iyiliğin ve kötülüğün ötesine geçmiştir. Gözlerinizi Tanrı’ya çevirin ve onun gaybı hakkında konuşmayın. Ve böylece o size çok farklı görünecek. Tanrı’nın ışığı ebedidir. Ebedi olmayan ışıksa fani bedenlerin vasfıdır. Hakikati lütfeden Tanrı’dır. Ve hakikatin kuşu, sana doğru uçmakta. Arzunun kanatlarıyla.”
“İnsanın gözünü imandan gelen lezzetle doyurması şarttır.” Yoksa ölüme gideceğini bile bile nefsine aldanır. Zira; helâl daire keyfe kâfidir harama girmeye lüzûm yoktur. #vesselam…
Reklam
512 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.