Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

nejla güldalı

Çizmeli işgalin artık tarihten silinmiş olmasının en önemli nedeni, çizmeli işgalden umulan çıkarların, askerÎ işgalsiz olarak çok daha büyük ölçüde elde edilebilmesidir. Düşmanın çizmeli işgalinden çok daha ağır bir yeni işgal biçimi vardır ki, bu işgal ağır biçimde bizim ülkemizde ve kimi başka ülkelerde yaşanmaktadır. Bu, bir gizli işgaldir.Bu gizli işgalin, çizmeli düşman işgalinden çok daha ağır olmasının nedeni, işgale uğrayan ülke insanlarının işgal altında olduklarının ayırdında bile olmamalarıdır. Ayırdında olmadıktan başka, insanlar kendiliklerinden işgale uğramak için can atarlar.İşgale istekli ve gönüllüdürler. Bu gizli işgalin somut bir örneğini burda vermek istiyorum. Biz şu anda nerdeyiz? Bu toplantımızı nerde yapıyoruz? "The Marmara" otelinin bir salonunda...Bizim Marmara denizimizin başına İngilizce "the" article'ı eklenerek "The Marmara" yapılıyorsa ve bunu yapmak için hiç zorlanmıyorsak, kediliğimizden bunu gönüllü olarak yapıyorsak, İstanbul'un göbeğindeki bu otelin adı "The Marmara ise, Dolmabahçe Sarayına tepeden bakan otelin adı da Boğaziçi değil Bosfor bile değil "The Bosphorus" ve bu "The Marmara" ile "The Bosphorus" tan aydınlarıyla, işçileriyle, gazetecisi, sanatçısı, bilimcisi, esnafı, yazarı, çizeriyle bütün Türkiye hiç de tedirgin olmuyorsa, bu olay dolayısıyla insanların ulusal onurları çiğnenmiyorsa, bu "The Marmara" ile "The Bosphorus" sözcüklerine hiçbir tepki göstermiyorsa, tepki gösterecek bir olayın bile ayırdında değilsek, işte Türkiye gizli işgal altında demektir ve bu işgalin adı kültür işgalidir.
Reklam
Onun için 'yeryüzünde Tanrı'dan sonra en çok insan yaratmış kudret' derler; gerçekten de, onun romanlarında yazdığı insanları, fedakarı, nankörü, hırslısı, hesaplısı, aşığı, köylüsü, şehirlisi, tüccarı, fahişesi, noteri, kadını, erkeği ile canlandırıp bir yere toplasanız, adıyla anılacak bir kasabayı doldurabilecek kadar insan çıkar
Sayfa 123Kitabı okudu
''Nedir mutluluk?'' derler. ''Ölümü unuttuğunuz andır'' dersiniz.
Sayfa 156Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hatırlamadığınız vakit geçmişiniz, hayal etmediğiniz vakit geleceğiniz yok. An ise çok kısa oraya hapsolmak bütün bir hayatı zamanın arafında geçirmeye de yol açabilir.
Sayfa 133Kitabı okudu
Belki yanılıyorum ama ben, insanlara 'kendin için birini yarat' dediklerinde, en güzeli, en kusursuzu, en iyiyi, en mükemmeli yaratmak isteyeceklerinden endişeleniyorum; böyle bir kusursuzluk ve mükemmeliyet, gecesi olmayan bir gündüz gibi sürekli aydınlığıyla insanı bıktırır diye düşünüyorum. Kötülüğü olmayan bir iyilik sıkıcıdır bence. İyiliği olmayan bir kötülüğün sıkıcı olması gibi. Sanırım, Tanrı'yı muhteşem kılan, onun iyilik ve kötülük arasında tarafsız kalması, iyiliği yarattığı gibi kötülüğü de, kusursuzluğu yaratabildiği gibi kusuru da yaratabilmesidir. Bizim 'kusursuzluk ve iyilik' düşkünlüğümüz yoktur onda. Eğer Ovidius'un heykeltıraş Pygmalion'a bağışladığı güç bana da bağışlansaydı, sanırım, kusursuz biri yerine, sevdiğim kusurlara sahip birini yaratmak isterdim. Bazı kusurları severim çünkü. 'Birini yarat' dediklerinde bizim hemen en muhteşemin peşine düşmemize karşın yarattığı milyarlarca insanda asla en mükemmele ulaşmayan, hayatın çekiciliğinin bu eksiklikte olduğunu bilen Tanrı'ya tek sitemim de bu olabilir zaten ben onun yarattığı kusurları severken onun kendi yarattığı kusurlardan şikayetçiymiş gibi durması.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Ferisiler, yani İsa'nın düşmanları bir gün yanına geldiler. 'Ey öğretmen, dediler, 'Senin gerçek olduğunu, Tanrı yolunu da öğrettiğini biliyoruz. Hiç kimseden çekindiğin yok. Çünkü kayırıcılık yapan biri değilsin. Açıkla bize düşüncen nedir? Sezar'a vergi ödemek yasal mı, değil mi?' İsa onların kötü niyetini bidiğinden, 'Ey ikiyüzlüler,' dedi,neden beni denemeye kalkışıyorsunuz? Bana vergi ödediğiniz şu parayı gösterin.' Kendisine bir dinar getirdiler. İsa sordu: ' Bu gördüğünüz yüz ve yazı kimindir?' 'Sezar'ın dediler. Bunun üzerine İsa, 'Öyleyse,' 'Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını da Tanrıya verin.'
Sayfa 195Kitabı okudu
Bizim yöneticilerimiz, uğursuz rüyalar gördüklerinde ya da yeraltından gelen uğultuları duyduklarında, sevmedikleri kitapların alevlerinden bir koruma çemberi içine alırlar kendilerini. Halk yanık ekmek yemeyi sevap sayar. Yanık ekmek yeme aşamasından, yanık kitap yeme aşamasına geldiğinde ise kurtulur.
Sayfa 63 - BRUNSWICK DELİLERİ
Geri1149
2.242 öğeden 2.236 ile 2.242 arasındakiler gösteriliyor.