Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
•Her gün daha büyük bir acıya uyandığımız dünya. Vahyin "tutkulu bir oyalanma" dediği dünya, Neşet Ertaş'ın yalan dünyası, ehli dünyaların canım dünyası. Rabbinden azıcık korkana dar olan dünya. Müslümana gitgide zindan olan dünya. Bizden öncekilerin çektiklerini gitgide çekmeye başladığımız, mesajı alamadığımız dünya.
Sayfa 58 - Emine Şule Demirtaş
usta
Türk sanat tarihinin tartışmasız en büyük isimlerinden birisidir Neşet Ertaş Bahsi açılır garip'in dost ortamında, birisi başlar hemen, "Sen ağladın canım, ben ise yandım." öteki eşlik eder, "Dünyayı gönlümce olacak sandım." Sonra bütün mısralarını inceleriz türkünün. Hangimizin dünyası gönlüne göre diye düşünüp iç geçiririz, sonra tekrar döneriz başa; "AH YALAN DÜNYA"  Dünyanın yalan olduğunu bir tarafa bırakırız bir süre sonra, yalan olduğunu bildiğimiz bir şeyi elimizin kenarıyla şöyle süpürürüz masadaki ekmek kırıntıları misali, yalanın içindeki gerçekler rüzgar gibi keser suratımızı, ekmek kırıntılarının ele batması gibi ya da bir kağıt kesiği kadar can yakar yalanların içindeki üç gerçek... Ayrılık, Yoksulluk ve Ölüm...
Reklam
Neşet Ertaş'ın dünyası... "Yalan dünya"
Başında kasketi, elinde sazıyla odamıza girdi:  - Merhaba ağam, ben geldim. "Hoş geldin" dedik:  - Sen sazını hiç elinden bırakmaz mısın?  Güldü:  - Doğduğum zaman babam sazınıgöbeğimin üstüne koymuş...Kendimi bildim bileli sazımı elimden bırakmadım. *** Seveni çok mu çok. Arayanı soranı "bizim ilimize gel, konser ver" diyeni