Kitabın başlarında;
Eskiden bir söz vardır. " Ya olduğun gibi görün veyahut göründüğün gibi ol." Bugün kırk yaşındayım. Olduğum gibi görünmekteki sağlamlık ve dayanaklılığıma kesin ve açık kanıt kararsızlıktaki kararımdır. Bazen de zamanın hallerine, kaderime uymak için yani; göründüğüm gibi olmak hevesine her ne kadar meyl ettimse de
( Adam koltukta yatmaktadır. Elinde ısırılmış elma vardır, elinden kaymış düşmüştür. Etraf dağınık, kağıtlar etrafa saçılmıştır. Kapı çalar, adam dayanamaz kapıyı açmaya gider. )
ADAM – Ben sana kaç sefer diyeceğim Azray?. ( Şaşkın ) Siz kimsiniz?.
KADIN – Özür dilerim, apartman ışığına basacaktım ama sizin zile basmış oldum.
ADAM – Önemli
Bu dünyadan bir fani Neyzen geçmiş iki devlettede yaşamış hem padişah hem reisicumhur görmüş. Fanilerin mal mülk para şan şöhret için birbirini yediği yerde o kendi dünyasının kralı olmuş. Hem dergahlara mudavim hem uyum sağlayamadığı için istenmeyen olmus. Meyhanelerde kahvehanelerde kendi gibi büyük üstatlarla dostluk kurmus. Kendi için savaşmayan bir kadının yüzünden kızına hasret kalmış. Yalnızlığını içindekileri Ney ile anlatmış ama çoğunuda anlatamamış sonunda ruhu bedenine dar gelen bu adam kalabalıklar arasında ebedi yalnızlığına uğurlanmış.
Ney ve MeyDursun Kuveloğlu · Ankara Kültür Sanat Yayınları · 201710 okunma
Dilberê serdarê xwiban ez nizam agah heye
Di hebs û zindanê esîr û girtiyê dermande ye
Girtî yem mayim di hebsê kî gelo mehder bikit
Carekê navê me bînit pir sewabek zêde ye
Mihnet û halê esîran kî li mîran `erde kit
Dê bitin pirsê li min lew pir bi rehm û şefqe ye
Ger bipirsit carekê xatûn li halê suxteyî
Qufl û zincîr dê vebin bê ism û dest û
Ne zaman sonbahar gelse, sarı sarı yapraklar düşse dalından ve sürüklense rüzgarın önünde bir yaprak. Ne kadar ısıtırsa ısıtsın dağları, ovaları güneş; ne kadar sıcak ve parlak olursa olsun gökyüzü, üşürüm, ürperirim içimden! .. Üstüme üstüme yürür hüzünlü güz günleri...
Bilirim ki, acılardır yüreğimde yankılanan ve içimdeki sevdadır acı veren