3.9.23
Bu sene Küçük Prens'i okumadığımı fark ettim.Hadi bir tazelenelim dedim. Başka bir şey okuyacak halim olmadığı için biraz da. Kafam basmıyor hastayken. Bildiğim kitapları daha iyi okuyorum diyelim. Öyle de oldu. Yine severek, içime dönerek okudum. Ben Küçük Prens'i çok geç tanıdım. Bu kitabın ilk sayfasında yazan tarihte.
Merhaba arkadaşlar kısa bir süre önce Türk sinemasının en değerli ustasını, koca nesillerin onun filmi ile büyüdüğü, karakteri, kişiliği, sanat ruhu olsun hepimizin sevdiği Cüneyt Arkın yani nâmı değer Kara Murat'ımızı kaybettik. İçim o kadar buruk ki gerçekten ölümsüz biri olduğuna inandığım adamdı Neyse duygusallaşmak istemiyorum yine. Evet kitabımıza gelelim Arkın tamamen kendi yaşantısından anılar paylaşmış hiç aklınıza gelmeyecek kişiler durumlar o kadar sevdim ki kitabı atı Hasret'inden bahsetmesi, oğlu Kaan, eşi Betül hanım ve büyük oğlu Murat, torununu ilk kucağına alma heyecanına kadar yeri geldi bir iki damla yaş akıttım, yeri geldi güldüm. Meğer ne güzel zamanlarmış o zamanlar. Bu ülkenin hala sana ihtiyacı vardı bir Cüneyt Arkın geldi ve fırtına gibi savurdu geçti. Yeşil gözlerin gibi yattığın yerde sana cennet olur inşallah Kalbimizdesin asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. HOŞÇA KAL KARA MURAT
Seker portakali ve dokuzuncu hariciye kogusunda yaaadigim hislerin bi benzerine kapildim dogrusu. Necmeddim hocanin kitabini bitirir bitmez bu kitaba basladim. Iftardan sonra demledigim sicacik ve cok lezzetli cayimi yudumlarken kitabi okuyordum.
30 sayfa civari okuyup birakmakti hedefim. Ama bi turlu birakamiyordum. Cayi da kitabi da. Bu arada