Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer,
Ömr-i fani gibidir; gün de geçer, dem de geçer,
Gam karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer,
Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer,
Gece gündüz yok olur, an-ı dem adem de geçer.
Neyzen Tevfik
Bütün mesele insanın insan olma serüvenini anlamak isteyişimdi. Tanrı’nın varlığını, gönül kitabın satırlarını, ruhumun sırlarını anlamaktı bütün derdim.Ney sesinde asırların birikimini tek tek duyuyordum.
Ulu Tanrım, akıl ermez sırrına,
Bin bir ismi hakta pinhan edersin
İçirirsin sabrın peymanesini
Hikmetini sonra ayân edersin.
Aşk olursun, gönlümüzü yakarsın,
Leyla olur, karşımıza çıkarsın,
Rakip olur canımızı sıkarsın,
Vuslatını bize hicran edersin.
Görünürsün her veli de deli de,
Mustafa da, Avram'da Pandeli'de,
Bir maymuncuk gibi her bir kilide
Hem uyarsın hem de bühtan edersin.
Neşve olur, gizlenirsin şarapta,
Helal, haram yazılırsın kitapta,
Sevdalarla şu inleyen rebapta ,
Şensin, âşıkların nalan edersin.
Serserinim, düştüm aşkınla meye,
Nasıl girdin bağrımdaki şu neye?
Hem seversin beni Neyzen'im deye,
Hem de sarhoş diye destan edersin!
Istırabın sonu yok, sanma, bu alemde geçer
Fani ömür gibidir gün de geçer, dem de geçer
Gam da geçer, sevinç de, matem de geçer
Gece gündüz yok olur, gün gelir âdem de geçer
Neyzen Tevfik'in deyişiyle,
"Kendi mülkünde garîbâne dilendin din için,
Pek fedâkarane yandın bir Kureyşî kin için."
Neyzen Tevfik, Türk'e İkinci Öğüt
yandığımızı anlayamamış ve
üstelik "Arap açmazı" yüzünden batağa
saplanmış olmayı kader saymışızdır.
Yeryüzünde bir başka toplum gösterilemez ki,
biz Türkler kadar öz benliğini yitirip
mensup bulunduğu din içerisinde erimiş olsun.
Bir başka Müslüman toplum yoktur ki,
biz Türkler kadar ulusal gelenek ve
niteliklerini,
dilini, tarihini ve her şeyini İslâmiyet
adına unutsun ve kendinden olmayan
bir kılığa bürünsün.
Ve üstelik bununla da kalmayıp,
dini uygulayacağım diye kendi
öz ceddinin ruhuna tükürsün.