Herkese iyi akşamlar, sevgili okurlar canım dostlarım. Gün geçmiyordu ki 1000 kitapta güzel bir etkinlik olmasın. Beni tanıyan okur dostlarım biliyorlardır ki şiiri çok seviyorum. Şiiri eminim siz de çok seviyorsunuzdur, öyle umuyorum. Şiir sevmemek ne mümkün? Şayet sevmeyenler için de bu ilk adım olabilir. An itibariyle şiir kitabı okuma
Zaman zaman geçmişte yaşayıp da keşke tanıma fırsatım olsaydı dediğim insanlara rastlıyorum. Sevgili Mîna'da artık onların başında geliyor. 1915 - 2000 yılları arasında yaşamış bu Dinozor (kendi deyimiyle ) ,Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş yıllarından itibaren ülkenin gelişimine bir çocuğun büyüdüğüne şahitlik eder gibi şahitlik ediyor.Bu kitapta
"Izdırabın sonu yok sanma, bu âlem de geçer,
Ömr-i fâni gibidir; gün de geçer, dem de geçer,
Gam karar eylemez hande-i hurrem de geçer,
Devr-i şâdi de geçer, gussa- i matem de geçer..."
Bir Dinozorun Anıları
84 yıllık bir ömür.. Acısıyla, tatlısıyla..
Mine Urgan: Üniversitede öğretim üyesi, çocukluğunu Atatürk'ün çağında geçirmiş bir profesör. Ve darbelerin buhranlarını yaşadığı ömürünü, okuyucularıyla paylaşıyor. Tarihe bir nevi canlı tanıklık ediyor..
İhtiyarlar ne yaparlar? Eğer ruhsal bir çöküntü içindelerse
Üzülmek için neden aramaya gerek yok!
Bazı kitapların az okunması bile ziyadesiyle üzebilir bir insanı!
Üstelik bu kitap
Can Yücel'in kitabıysa ve İş Bankası Kültür Yayınlarından çıktıysa...
Meşhur "ne okusam"larım vardır benim.
Elimdeki kitap bitince kitaplığın karşısına geçer dakikalarca kurcalarım kitapları. Birçoğunu okumuşumdur
“Bilgi birikimi ve anıları ile bir döneme ışık tutan, dik duruşu ile Cumhuriyet’in en sağlam kayalarından olan, kitabı okuduğunuzda ise; bu kadınla neden daha önce tanışmadım diye hayıflanacağınız bir okumaya hazırlanın. Bu kitap ağzınızda öyle bir tat bırakacak ki, elinizden düşürmek istemeyeceksiniz.” 10/10
Ç News
*
"İnsanları,