Yarını Değil, Önce Bugünü Yaşamalı;
“Bilgi birikimi ve anıları ile bir döneme ışık tutan, dik duruşu ile Cumhuriyet’in en sağlam kayalarından olan, kitabı okuduğunuzda ise; bu kadınla neden daha önce tanışmadım diye hayıflanacağınız bir okumaya hazırlanın. Bu kitap ağzınızda öyle bir tat bırakacak ki, elinizden düşürmek istemeyeceksiniz.” 10/10
Ç News
*
"İnsanları, doğayı ve yaşamı sevmeyeceksen, yaşamanın ne anlamı var ki?" #42375338
*
Bir kitap size ne verebilir, size ne katabilir, düşüncenizde nasıl yeni fikirlerin filizlenmesine yol açabilir? 
İlber Ortaylı ‘nın 
Bir Ömür Nasıl Yaşanır? kitabının ardından bilerek okuduğum bir kitaptı “Bir Dinozorun Anıları” . İlber Hoca nasıl ki anlattıkları ile kitabı okuyanları mest ediyor, aynısını Mina Urgan’da yapıyor. İkisinin farklı dilleri olsa da, insanlara hayatlarından kesitler sundukları bu öz yaşam kitaplarında hem tarihe yolculuk hem de o zamanların şartlarına dönüyoruz. İmkansızlıklardan nasıl imkanlar çıkıyor bir bakıma buna da şahit oluyoruz.
İki kitapta konu itibariyle, ülkemizde yayınlanmış benzerlerini göz önüne aldığımızda baş yapıttır. Son kısımda yapacağım yorumu hemen yapayın. Kesinlikle Okuyunuz! İlk satırdan kendinizi kitaba kaptıracağınızın sözünü verebilirim.
Kamu Spotu:
“Spoiler olma ihtimali olan sürpriz bozanlar olabilir. Bu uyarı sadece bilgilendirme amaçlıdır.”
*
Yaşlılığından başlayarak, gençliğine yöneliyor sevgili Urgan. Bu yolculukta gülüyor, kızıyor, hayıflanıyor, özlem çekiyor, yaşanmış olanlara hayretle eşlik ediyoruz.
Kimler var bu anılarda?
Mustafa Kemal Atatürk,
İsmet İnönü,
Falih Rıfkı Atay,
Afet İnan,
Aziz Nesin,
Neyzen Tevfik,
Sait Faik Abasıyanık,
Yahya Kemal,
Nazım Hikmet,
Ahmet Haşim,
Halide Edip Adıvar,
Cahit Sıtkı Tarancı,
Nfk,
Eric Auerbach,
Troçki,
Refet Paşa ve daha adını hatırlayamadığım birçok kişi…
*
Mina Urgan yaşadığı hayatı anlatırken sığ bir yol izlemiyor, çeşitlendiriyor, farklılık yaratıyor. Okuru o anılara bizzat götürüyor ve o anları yaşamasını sağlıyor.
Anılarında bahsettiği en ilginç dört kişilik NFK, Yahya Kemal, Sait Faik ve Neyzen Tevfik… Bu anılar birinci elden olduğu için kıymetli. Birilerinin anlattığı değil, bizzat yaşadıkları olması bizim daha iyi fikir edinmemizi sağlıyor.
NFK…
Kendisini gram sevmiyorum. Ne yaptığı edebiyata ne de kendisine saygım vardır. Çünkü kendisine saygısı olmayan insanlara karşı benim de saygım yoktur. Severleri bu yazdığıma kızabilir lakin, yapacak bir şey yok. Birisini sevmeden önce, araştırın derim. Araştırmadığınız insanların, öncesinde ve sonrasında ki başka başka karakterlerine bağlılık gösteriyorsanız, yanlış anladığınız bir şeyler var demektir. Bir elma çürükse, çürüktür. Öncesi ya da sonrası yoktur. Bu çürüklüğü gizlemek için meşhur bir lafı vardır “Benim Geçmişim bir çöplüktür…” diye devam eder, devamını yazmayayım. Bu bir oltadır, yiyen yer, yemeyen yemez. Dönemin değil, kendi çizdiğiniz çizginizin özgün adamı olmalısınız.
"1930'lu yılların Necip Fazıl'ı ile 1940'lı yılların Necip Fazıl'ı arasında uzaktan yakından en küçük bir benzerlik yoktur. Bunlar iki ayrı kişidir sanki." #42024850
Bu kadar uzun yazmamda ki sebep, geçen günlerde dindar geçinen malum bir gazete, Afet İnan ve Atatürk ile ilgili kısımda ki bir alıntıyı alıp paylaşmış, kendine göre bir hizip yaratmaya çalışmış. Komik tabi ki, çünkü bu kitapta alıntılayamayacakları o kadar çok görüş var ki, içinden o alıntıyı seçmişler…
"Necip Fazıl'ın içkisi ölçülüydü. Ama kumar tutkusu sınır tanımazdı." #42024978
NFK bölümünde görüyoruz ki, kendisi kumara düşkün, alkol kullanan bir insan ve bu bizi ilgilendirmez, kimseyi ilgilendirmez. Lakin, hayatı boyunca birbiri ile tutarsız o kadar şey yapmış ki, insan normal yaklaşamıyor bu durumlara. Alkol kullandığını dahi bilmeyen pek muhafazar takipçisi var çünkü. Söyleyince bize inanmıyorlar. Halbu ki çok doğal bir şey.
Yazdığı onca çelişkili yazı ve siyasi görüşü varken ve çok daha önemlisi, Atatürk’ün vefatından sonra Cumhuriyet ve İnkılapların düşmanı kesilmesi, Menderes döneminde Menderes’e yalvarması, para için kalemini satması bir insanın kişiliği ortaya net olarak koyar. O yüzdendir ki, kendisini sevmiyorum ve anıların arasında olmasa da olur diyeceğim bölümlerdi. Mina Urgan değindiği için ben de bir kaç kelam edeyim dedim.
Özellikle NFK’ya ilaç alsın diye verilen parayı, gidip kumarda yemesi insanı iyice düşündürüyor. Lakin devamında sevgili Urgan öyle bir tanım yapıyor ki, insan NFK’nın haline üzülüyor. Sonra kendinize geliyorsunuz tabi ki, kendi seçimlerinin cezasını çektiği görüyorsunuz. Neyse daha fazla yazasım olsa da bırakıyorum NFK konusunu.
Aynı şekilde Yahya Kemal ile ilgili olan anılarında da, hiç bilmediğim bir Yahya Kemal ile karşılaştım. Silik bir silüet olarak karşımıza çıkıyor.
Sait Faik’le olan kısımlarına çok gülsem de, yine bilmediğim bir çok bilgi edindim. Yaşayış şekli çok ilginç. Öykülerini nasıl ve nerede yazdığı tam belli değil. İlginç bir muamma.
Neyzen Tevfik’in hayatının kısa bir kesitine eşlik etmiş olsak ta, bir insanın dünyaya bakış açısına ve mal, mülke nasıl sırt çevirdiğine şahit oluyoruz.
*
"Bana kalırsa, bir insanın yaşamında en güzel yıllar gençlik değil, otuz beş ile kırk beş arasıdır." #41869891
Yaşlılığından başladığı anılılarına, daha sonra gençliği üzerinden devam ediyor. İlber Hoca gibi, sevgili Urgan da bir yaş dilimi veriyor ve diyor ki 35 ile 45 yaş ideal yaşama yaşıdır. Bu yaşlarda gençlik çılgınlıkları bitiyor, yaşanmışlıklar analiz ediliyor, hayata daha dolu bakılıyor. Tecrübeler eşliğinde daha sakin, daha bilgili adım atılıyor, ani kararlardan ziyade düşünülmüş kararlar ön plana çıkıyor. Hem etrafınıza hem de kendinize daha farklı bakış açıları ile bir hayat sunmaya başlıyorsunuz.
Yaşlanmanın asla kötü bir tarafı yok ona göre, tam tersi yaşlılığın keyfini çıkarıyor. Aynısını İlber Hoca da söylüyor. Yaşanmışlıklarına baktığımız da yine dopdolu bir geçmiş ile karşılaşıyoruz.
Cumhuriyet dönemi ve Atatürk ile ilgili anıları çok önemli ve samimi. Özellikle Cumhuriyet’in kadınlara tanıdığı hakları sürekli söylüyor ve Cumhuriyet’i yaşamış kadınların, Cumhuriyet’e asla düşman olamayacağını tam tersi ona borçlu olduklarını söylüyor. O dönemde çocuk yaşta olsa da Atatürk ile ilgili anıları da çok anlamlı. Şanslı bir insan olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Çeşitli darbeleri görmüş geçirmiş bir insan olarak, bu darbelerin içinden bir tek 27 Mayıs’ın sosyal hakları savunduğunu, gericiliğe karşı yapılan tek müdahale olduğunu söylüyor. Kitapta çok fazla konu ve detay olduğu için hepsine girmem haliyle mümkün değil.
*
Cumhuriyet dönemini ve biraz sonrasını yaşamış insanların bir şansı vardı. O da bilgili ve birikimli insan sayısı azdı ve yetiştirilmesi gerekiyordu. Özellikle rekabetin değil de, ülkeye bir şeyler katmanın düşüncesi hakimdi. Bu minvalde sevgili Urgan yolunu çizmiş. Annesi ile olan diyalogları ve aralarında ki görüş ayrılıklarına şahit olmak gerçekten çok keyifli. Aile konusunda şanslı olduğunu söyleyebiliriz…
Falih Rıfkı Atay…
En merak ettiğim bölümlerden biriydi. Fark ettiyseniz Atay hayranlığım vardır ve kendisini çok severim. Günümüzde mevcut olan tüm eserlerine de sahibim. Kendisi ve kişiliği ile ilgili birkaç biyorafi olsa da bana tatmin edici gelmiyordu, o yüzden sevgili Urgan’a üvey babalık yapmış olması benim ilgimi çekiyordu.
Anılarında çok daha fazlasına yer vermesini istesem de, az ve öz olan kısımlarda, sevgili Atay’ın kişiliğine dair güzel ipuçları aldım. Hayata bakışı, çocuğa ve Cumhuriyet’e bakışına bir kez daha şahit oldum.
Mustafa Kemal’in en güvendiği isimlerden olan Atay, Cumhuriyet’in kuruluş aşamasında Kuvayı Milliye taraftarı yazıları ile göz doldurmuştu. Atatürk bu hayattan ebediyete intikal edene kadar da yakın ilişkilerini korumuştur. Son dönemlerinde bazı görüşleri zayıflasa da, dönemin siyasetine biraz uyum sağladığının gözlemini yapıyor Urgan.
"Hayatımız çok renkliydi Mustafa Kemal'in yaşadığı günlerde." #42215629
Bu anıları okumak bile benim için çok keyifliydi.
*
Hepsini tek tek yazmasam da, bir diğer önemli ayrıntı, Halide Edip hakkında yazdıklarıydı. Hayalinde ki Halide Edip ile tanıştıktan sonra ki Halide Edip arasında ki farkları bize aktarması ve kullandığı dil çok başarılıydı. Fazla bilgi vermek istemediğim için detaylandırmıyorum ama Halide Edip’in Mustafa Kemal’i çok kıskandığını anlattığı yerler ilgi çekiciydi.
*
Kitabı kesinlikle öneriyor, çok güleceğiniz yaşanmışlıkların yanında, dersler alacak; hayatınızda eksik olan şeylere gem vuracak, henüz daha vakit varken bir şeyler yapmak isteyeceksiniz. Hayatınızda ertelediğiniz ve yapmadığınız şeylerin gelecekte değil, o anda yapmanız gerektiğini bastıra bastıra gösteriyor sevgili Mina. Yaşadığın anın kıymetini bilmedikten sonra, var olup olmayacağın belli olmayan geleceğin hayalini kurmak bana hep saçma gelir. Elinde olan her ne varsa öncelik bugünündür, yarının değil.
Anı yaşayın, içinizde tutmayın, dönemin adamı değil kendiniz olun, fikirleriniz değişime uğrayabilir ama onları satılığa çıkarmayın. En başta kendinize sadık olun. Mina Urgan gibi olmak ayrı meseledir ama en azından hedef gösterildiğiniz de korkmayın, kaçmayın, mücadele edin.
"Kendine acıyanın, ne kendine hayrı dokunur, ne başkalarına." #42023867
Ve… Cumhuriyetle kalın…
*
Kitabı tavsiye ediyor, okunacak listenizin en başına almanızı şiddetle öneriyorum. 10/10
··
448 görüntüleme
Bende nedense bir cesaret edememe durumu mevcut. Bu incelemeden sonra biraz daha korktum sanırım :S
Hayda, nasıl korkuttum ki? :))
2 sonraki yanıtı göster
Rica ederim kardeşim. Sağ olsun, eskiden yönettiğim kitap kulübünde benimle birlikte, belli bir süre görev alan, sevdiğim bir arkadaşım sayesinde buraya geldim. Geldiğime de pişman değilim ve benim gibi okuyan birçok insanı burada görmek beni çok mutlu ediyor ve ben de severek, işimden, yeri geldiğinde de özelimden kısarak onların her türlü paylaşımlarında olmak için elimden geleni yapıyorum.
Demem o ki, bunca insan, hayata dair birçok şeyinden kısarak burayı, edebiyatı, düşünceye dair sonuç odaklı konuları bin bir türlü zahmet ile ele alıyor ve 1K'yı daha güzel bir yer haline getirmeye çabalıyorsa, Sayın Moderatörler, lütfen, bir zahmet olan onca emeği ve hakkı bir tık ile ziyan etmeyiniz!!!
Ben her zaman elimden geldiğince destek olacağım ve düşüncelerimi de paylaşacağım. Sesimiz ne zaman kesilir bilemem, ama o zamana kadar 1K üzerinden evrene mesaj yaymaya devam. :))
Ya demin sen bana, uzun ara sonrasında bir inceleme yazdım dedin ve ben de geçince bu incelemeyi okumak niyetindeydim. Geldiğimde bir de ne göreyim?! Ben beş durak gelene kadar, elin antisosyal, kültür yoksununun kışkırtması ile seni sevmeyen bir başkasının da kimyasının uyumunun vermiş olduğu yan etkiden dolayı incelemen kısa süreliğine hiç edilmişti. Allah'tan kısa süre içerisinde tekrar geri geldi de, benim de bu güzel incelemeyi okuma imkanım oldu.
Öncelikle emeğine, yüreğine ve kalemine sağlık. Konunun şikayete değer kısmına olan bir önceki yorumumu güncelleyerek, burada NFK hayranı ve düşkünü olanların da seni şikayet etme ihtimalinin de mümkün olduğunu ifade etmek isterim. Kendi tarihini bile, dizilerin kaleme aldıkları sahneler üzerinden öğrenen bu ecdat, senin veya bizler gibi bazı donanımlı kişilerin kitapları ve incelemeleri detaylıca ele almasının vermiş olduğu bilgi ışığı doğrultusunda şoka uğraması ve kendine geldiğinde de, "Ben burada neler okuyorum?"un yan etkisi ile tepki vermesi çok doğaldır. Bu türde olan incelemeler kendi düşüncesine aykırıdır ve bugüne kadar olan imajı da zedeletmek istemez. Asla ona bu düşünce ve yaklaşımı yakıştıramadığı için böylesi tepkileri çoooook iyi anlıyoruz.
Ben senin ayırmış olduğun zamana ve onca emeğe gerçekten teşekkür ederim. İnşallah birileri çıkıp da, birisi yazıyor bir diğeri alkışlıyor demez. Emek elbette saygıyı hak eder ve haksız eleştiriyi de işte bugünkü örnekte olduğu gibi alabora eder. Siz, evet, sizler! Bizi çekemeyenler... Siz bize daha çooook katlanmak ve yazdıklarımızı bastırmanıza rağmen okumak zorunda kalacaksınız.
2 önceki yanıtı göster
Ya yorum yapabilme yani konuşabilme / yazabilmesi yetisine güvenmiyor insanlar ya da kendi çaplarında bir iş döndürme peşindeler.
Kimseye üstü kapalı laf sokmak ya da hakaret vari cümleler kurmak istemiyorum. Sadece insanların fikir üstünlüğü sağlayamacağı konularda kendilerini geliştirip yorum yapmasını, daha farklı düşündüğü konulara gerçekten ise yarar savlar bırakmasını istiyorum. Saldırı amaçlı olmayan hiçbir yoruma aynı tonda cevap veren biri değilim.
İncelemeyi okumadan SPOILER uyarısı yok diyenle, incelemeyi okumadan aaaa SPOILER uyarısı yokmuş, incelemeyi yayından kaldırayım diyen arasında ne fark vardır? Bu kadar mantık dışı uğraş peşinde koşmak normal kabul edilebilir mi?
NFK konusunun bende ki yorumu budur, aksi yorumu olan gelsin aynı tonda yorumlasın. Yazdığım şeye karşı tez sunacak olan sunsun. Cevap geleceğini bilmeyerek yazma ihtimalim nedir? Ne zaman gördün benim cevap veremeyeceğim bir şeyi yazdığımı? Ülke TV de imamoğlu programa katılıyor hani sunucunun yaptığını biliyorsundur. İşte bunlarda o hesap.
Benim zamanımın ne düzeyde olduğunu iyi biliyorsun. Bir çok şeyden kısarak buraya gelip paylaşım yapıyorum. İncelemeleri de nasıl yazdığım ortada. Okumadıkları kitaba, kötü puan veren zihniyetten daha fazlasını da beklemem.
Hayatları kutuplaşma üzerine kurulu insanlara aslen çok gülüyorum. Sosyal medya üzerinden bir şeyler yaptıklarını sanıyorlar böyle. Akıl fikir yoksunluğu yaşadıklarını düşünüyorum. Neyse daha da uzatırsam, en başta dediğim şeyin ters istikametine hareket edeceğim. . :))
Senin de eline, yüreğine sağlık. Her daim yanyana olacağız.
Bu yorum görüntülenemiyor
:)) bu kadar keyifli bir dinazor daha tanımadım ben. Bu topraklarda doğup büyüdüğü için, beni çok mutlu eden nadide insanlardan kendisi :) nfk şaşırtmadı ama ne yalan söyleyeyim Yahya Kemal’e ve Halide Edip’e çok şaşırmıştım. Sait’in anılarının birebir aynısı hatta daha fazlası 
Yalnız Hatta Yapayalnız kitabında geçiyor, eline geçerse mutlaka oku oda çok eğlenceli :) Ağzına sağlık :) gerçekten okuyanı asla ve asla pişman etmeyecek bir kitap.
2 önceki yanıtı göster
Okurken büyük keyif aldım. Hatta İlber Hoca dan sonra okuyunca double oldu diyebilirim. :)) Kafalar yakın çünkü.
NFK yı az bile yazmış. O hiçbir şey aslında. Yahya Kemal beni de çok şaşırttı evet. Dediğin kitabı alacaktım almamıştım. Sen dediğin için şimdi sepete atıyorum. Gerçekten merak uyandırıcı bir yaşam. :)
Senin de eline ve desteğine sağlık. Çok teşekkür ederim anarşik. :)
Sen gezileri okudun mu?? Yakında onu da okurum ben. :)
1 sonraki yanıtı göster
Şu yaşıma kadar erteledim, okul yıllarında da çok önerilmişti Mine Urgan'ın bu kitabı.
Dün kitaplık düzenlemesi yaptım Murat, okuyacağım o kadar çok kitap var ki stok yapmışım sanki ;ne kadar öncelik tanırım bilmiyorum şu an için.
Hepimiz aynı durumdayız merak etme. :)) Ama 10 sayfa oku ve karar ver diyorum sana başka da bir şey demiyorum. :))
Necip Fazıl 'la ilgili olan kısma oldukça uzun yer vermişsin.:) Gerçekten, kitabı okurken, beni şaşırtan kısımlardan biriydi. Neyzen Tevfik' ten bahsetmesi, kısa da olsa, benim de hoşuma gitmişti. Sıcacık anlatımıyla çok hoş bir kitap. Hani şu elimizden bırakamadıklarımızdan. :)) Keşke daha uzun olsaydı diyor insan.
Kalemine sağlık. :))
NFK ya bu kadar yer vermezdim de paçavra denecek bir gazetenin yaptığı terbiyesizlik yüzünden elimin ayarı biraz kaçtı. Daha yazardım da neyse. :))
Açıkçası insan okurken doyamıyor bitmesin istiyor. Konulara olan yorumları beni benden alıyor. Özellikle çocukluğun ki erkek rolüne büründüğü fotoğraf enfes. Tam mahalle kabadayısı gibi. :))
Yorumun için teşekkür ederim. Senin incelemeyi de gördüm. Gün içinde uğrayacağım. :))
Peki,teşekkürler:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.