Bittiği için derinden üzüldüğüm bir kitap okumayalı uzun zaman olmuş. “Kesinlikle bunun hakkında yazmalıyım.” dedirten bir kitap oldu amma velakin keramet kitaptan çok yazarda! Kitabın konusu şöyle ki, Feribe isimli baş karakterimiz aşık olduğu adamla ayrılma sonucu girdiği depresyonun içerisinde hem sevgilisinin ve yaşadıklarının yasını tutmakta hem de kocasını aldatmış olmanın verdiği suçlulukla boğuşmaktadır ki durum onun için içinden çıkılamaz kapkaranlık bir hal alınca son çare kendisini Mazi İmha Merkezi’nde bulur... Hikaye de buradan sonra gelişiyor.
Yeri geldi heyecanlandım, “acaba ne olacak?” diye hızlı hızlı ve merak içinde okudum, yeri geldi karakterlerle ve özellikle Feribe ile bağ kurdum, çok yerin altını çizdim, çokça güldüm, çokça üzüldüm ve acaba gerçekten Mazi İmha Merkezi olsaydı nasıl olurdu diye düşündüm... Karakterin zihnine karışmışım gibi hissettiğim, bağ kurduğum kitapları çok seviyorum. Nermin Yıldırım inanılmaz şahsına münhasır bir yazar. Bu denli derin, üzücü ve can sıkıcı konuları, mizahıyla ustalıkla yoğurmuş. Evet yanlış duymadınız, kitap sıklıkla mizahi ögeler içeriyor. Ve kitabın dili bana “bu yetenek başka bir şey değil.” dedirtiyor. Akıp giden bir dili var ve karakterler vasıtasıyla yazarın da içtenliği içinize işliyor. Bana çocukluğumda okuyup çok sevdiğim bir kitabı hatırlatıyor samimiyeti, hangisi olduğunu bulamıyorum. Nermin Yıldırım’ı keşfettiğim için mutluyum. Bu kitap bana arkadaş olmuştu, diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum.