Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Nisanur Aslan
Nisanur Aslan
@nnisaslann
Öğretmen
Yüksek Lisans
94 okur puanı
Nisan 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
206 syf.
·
Puan vermedi
Rezonans Alanı, çekim yasası ile tanıştıktan sonra hayatıma giren bir kavram oldu. İnsanların tavsiyeleri üzerine bu soyut ve çoğu insanın saçma bulduğu kavramı bilimsel deneyler üzerinden nasıl gerçekleştiğini okuma fırsatı buldum. Kitap beni çok şaşırtıcı olaylar içinde bırakmadı. Çünkü düşünerek hayatını büyük ölçüde değiştirmiş biriydim. Okuduklarımla beraber aslında yalnız olmadığımı keşfettim.
Çevremde tanıdığım en karamsar ve negatif düşünen insanken, travmatik bir anda başıma gelen olayı daha önce kafamda kurduğum senaryoyla ilerlediğini görünce kanım dondu. Evet düşündüklerime artık dikkat etmem gerekiyordu, çünkü her bir düşünce aslında bir gerçekliğime dönüşüyordu. Ben de bu durumu istediğim hayat yolunda düzenlemeye karar verdim.
Çevremde gördüğüm her şey bir enerjiyse, ve ben içimdeki enerjiyle birlikte pek çok şeyi değiştirebiliyorsam bunu neden kendi isteklerim doğrultusunda oluşturmayayım ki?
Kendi deneyimlerim ve kitaptan öğrendiklerimle birlikte size şunu söyleyebilirim. İnandığınız taktirde, sürece güvenirsiniz. Ve süreç sizin inançlarınız doğrulusunda işler. Bazen öyle tesadüfler yaşarsınız ki, çoğu film senaristi için ilham niteliği taşır.
İnanın ve sürece güvenin. Ne demek istediğimi o zaman anlayacaksınız...
341 syf.
10/10 puan verdi
Bizi idealize ettiğimiz insana ya da olmaktan korktuğumuz insana dönüştüren şey gün içinde yaptığımız çok basit alışkanlıklardır. Bu alışkanlıkların nasıl etkileri olduğu fark edilip değiştirilebilir. Kendimize, yeteneğimize, genetiğimize uygun alışkanlıkları kazanabilmeyi; bu alışkanlıkları sıkılmadan nasıl devam etmemiz gerektiğini, alışkanlıkların otomatikleşmesi durumunda nasıl güncellenmesi gerektiğiyle ilgili uzun uzun açıklamalar ve çok başarılı insanlar, takımlar üzerinden örnekler veren yazar beni uzun süredir hissettirmediği kadar motive olmuş hissettirdi. Hayatımızda çok basit gördüğümüz o alışkanlığın birikerek yıl içinde bizi olduğumuz insandan 37 kat daha iyi olmayı sağladığını öğrenmek inanılmazdı. Hayatımı değiştiren kitaplar listesinde ilk sıraya yerleşti.
415 syf.
10/10 puan verdi
İki sene önce geçirdiğim ağır depresyon sürecinde yalnızlıkla aramdaki bağlıktan hem çok korkmuş hem de özel hissetmiştim. Kitabı okurken o günleri tekrar yaşamak bir miktar ruhumu sıkıştırdı. Ben bir ruh çözümleyici doktor ile karşılaşan, yazarın kurgulamış olduğu Nietzsche kadar şanslı değildim.
Bazen yaşadığım hayatı kendi tercihlerim dışında yaşadığımı düşünüp en yakınımda olan insanları suçlarım. Beni en çok seven ve çok sevdiğim ailemi bırakıp kimsenin beni bulamayacağı kadar uzaklara gitmek isterim. Bunu yapmaya hiç bir zaman gerçekten cesaret edemedim ve maalesef bunu bir hipnoz seansıyla tecrübe edecek Bruner karakteri kadar da şanslı değildim. Ama bu kitapla tanışıp okuyacak kadar şanslıydım. Altını en çok çizdiğim kitabım oldu. Bazen yalnızlığın beni çağırdığını ya da yaşadığım hayattan kopmak isteğini yeniden duyumsadığımda açıp tekrar tekrar okuyacağım bir yol haritasına sahibim artık.
Okur Takip Önerileri
112 syf.
8/10 puan verdi
Kadın olmak bir tercih değildir ama bir seçenek olarak sunulmuş olsaydı yine bu erdemli ve güçlü cinsiyeti seçerdim. Bu kitabın her satırını okurken kadın olmaktan hem haz duydum hem de içten içe korktum. Tek başına özgürlüğü için mücadele etmenin ne kadar büyük bedelleri olmuş olursa olsun bu özgürlükten asla vazgeçmeyen her kadına hayrandım. Firdevs'e de bir kere daha hayran oldum. Kitapta en sevdiğim kısım ise kadının kendine verdiği değer kadar var olduğu ve bu değeri ancak ve ancak kendi verdiği ölçüde kabul ettirebileceğiydi.
Yazarın geri kalmış Müslüman bir toplumda feminist bir aktivist olması ve karşısına Firdevs gibi kadın olmanın en ağır yükünü taşıyan bir karakterle karşılaşması asla tesadüf değildi. Ben zaten tesadüflere hiç inanmam. Her şey bir nedene bağlıdır ve bu kitapla karşılaşmamın da elbette bir nedeni vardı.
504 syf.
6/10 puan verdi
Kitap okuma alışkanlığını Ahmet Ümit okuyarak kazandım. Onun polisiye yazarlığındaki başarısı benim eleştirebileceğim bir konu değil lakin son zamanlarda çıkan kitaplarını, beni geceleri düşünmekten uyutamayan Bab-ı Esrar'la kıyaslamadan da alıkoyamadım. İstanbul'u, İstanbul Hatırası'yla öğrenmiş ve başkomser Nevzat'ın babacanlığına hayran kalmış biriyim. Yunan mitolojisine ilgimin çok yoğun olmayışından mı yoksa bir Türk'ün kendini Zeus sanmasına ihtimal vermemiş olmamdan mıdır emin olamadım ama bu kitap benim beklentimi karşılayamadı.
Ahmet Ümit, her kitabında polisiye olay örgüsüyle bizi cinayetten cinayete sürüklerken, pek çok konuda da kapsamlı bilgi sahibi olmamızı sağlıyor. Bu kitabında ise Almanya'da ki göçmen Türklerin yaşamlarına şahit olup birkaç sayfa sonra Zeus Altarını gezip Tanrıların ilişkilerine tanık olduk.
Kitapta en sevdiğim durum ise (içinde barındırdığı ihtimali düşük ama hayali güzel durumlardan biri) kesinlikle bir Türk asıllı kadın başkomserin cinayet masasında Nazi sempatizanlarını sorguluyor oluşuydu. Ve yüzümde kocaman bir gülümseme oluşturan diğer bir durumda hikayenin sonlarında Nevzat Başkomserimle karşılaşmamızdı.
282 syf.
·
Puan vermedi
Daha önce, gitmek için tercih etmediğiniz o yolun sonunu merak ettiniz mi? Belki de o yoldan gitmediğiniz için şu an korkunç bir hayat yaşıyorsunuzdur. Belki bu sadece bir yol değil bir sürü yola çıkan ana yoldur.
Kitabın basit dili ve akıcılığı okurun her kesimden olmasını kolaylaştırmış. Çünkü her bireyin kendini sorgularken kaybettiği o geri dönülmez konu üzerine durulmuş. Pişmanlıklar. Evet, baş karakterin yaşadığı umutsuz kayboluşları en derininden hisseden biri olarak, satır aralarında kendimi bulmamam imkansız.
Depresyon gibi çağımızın yaygın hastalığından yola çıkarak paralel evrenlerin sonsuzluğunda farklı hayatlarda gezintiye çıkıyorsunuz. Şiddetle olmasa da içten bir şekilde tavsiye edilir bir kitap.
