Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nuray Demir

Nuray Demir
@nuraydemirl
Türk Dili ve Edebiyatı
38 okur puanı
Haziran 2022 tarihinde katıldı
Sütliman
Bizim sütliman olarak kullandığımız sözcük aslında Yunanca “sotolimani”. Liman altı ya da iç liman anlamına geliyor. İç limanların yapısı ve konumu itibarıyla havası sakin, denizi durgun olur. Bu yüzden de durgun, sakin olan yerler ya da kavgasız, gürültüsüz, olaysız durumlar için kullanırız bu sözü.
Sayfa 107 - LiteratürKitabı okuyor
Reklam
O Mahur Beste Çalar Müjganla Ben Ağlaşırız
Atilla İlhan’a ait bu şiiri görenler, onun diğer şiirlerinde olduğu gibi bir kadının adını zikrettiği yanılgısına düşer. Şiirin arka planında çok hazin bir öykü yatıyor aslında. Şair; Deniz Geçmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edildiğini öğrendiği 6 Mayıs 1972 gününün sabahında, İzmir’de vapurdayken bu şiiri kaleme almıştır. Şair, 12 Mart sonrasının kahır günlerinde bir sabah, radyodan “Denizlere kıydıklarının” acı haberini alır. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura biner. Sanki o acı haberin etkisiyle simsiyah gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı olan deniz de bulanıktır. İşte o an ilk mısra düşer aklına. Vapurda sessiz bir köşe bulup birkaç kez yüksek sesle tekrarlar. Atilla İlhan’ın “müjganla ağlaşmak” ifadesiyle kastettiği şey; idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın arkasından döktüğü gözyaşlarıdır. “Müjgân” Atilla İlhan’ın kirpiklerini; güneşten ışık yontan sert adamlar ise Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı yansıtmaktadır.
Sayfa 98 - LiteratürKitabı okuyor
Burnundan Fitil Fitil Getirmek
Evliya Çelebi’nin anlattığına göre çeşitli yerlerine belirli aralıklarla düğümler atılmış ipliğin ucu, suçlu insanların burun deliğinden itilerek ağzından çıkarılır ve bu iplik bir ileri bir geri yapılmak suretiyle o insana acı çektirilirmiş. Tabii bu şekilde bir işkence neticesinde ipteki düğümlerin sürtünmesinden dolayı yumuşak doku kanayınca kişinin burnundan damla damla kan gelirmiş. Bu gelen bir miktar kan, o dönemin hassas ağırlık birimleriyle değerlendirildiğinde 0,0125 grama denk düşermiş ki bu da “fitil” olarak adlandırılırmış.
Sayfa 91 - LiteratürKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sittinsene
Sittin, Arapça altmış(60)demek. Eskiden de insan ömrü ortalama altmış yıl kadar olduğu için abartılı bir ifadeyle “bir ömür” anlamında kullanılır olmuş.
Sayfa 87 - LiteratürKitabı okuyor
Eskiden insanlar görmeden de birine âşık olabilirmiş. Bunun en somut örneklerinden biri de İlhan Berk’tir. Gazetelerde şiirleri yeni yeni yayımlanan Ülkü Tamer’i henüz tanımayan İlhan Berk, yazdığı şiirler sebebiyle onu karşı cinsten biri zannedip Tamer’e bir aşk mektubu göndermiştir.Tabii durumun açığa çıkmasıyla bu olay da ilginç bir anekdot edebiyat tarihinde yerini almıştır.
Sayfa 86 - LiteratürKitabı okuyor
Reklam
Kambersiz Düğün Olmaz
Hz. Ali’nin azatlı kölesinin adı Kamber’dir. Bugünkü anlamda Hz. Ali’nin korumasıdır Kamber. Anadolu Alevilerinin dedeleri, köyleri gezerken onlara rehberlik eden kişilere de kamber denir. Bunun dışında eskiden hizmet eden ya da görevli anlamında da kullanılırmış “kamber” sözcüğü. Bir düğün olduğunda düğüne gelen herkes oturup hizmet bekler, hizmet eden kimse yani kamber yoksa düğün de layıkıyla yapılamaz. Bu durumda bir düğünün “olmazsa olmazı” gelin ve damattan sonra “kamber” dir.
Sayfa 72 - LiteratürKitabı okuyor
Türk edebiyatı tarihinde sivri dilinin bedelini ağır biçimde ödeyen şairlerin en meşhuru da Nef’i’ dir. Övgü ve yergilerinde sınır tanımayan Nef’i; yaşadığı devirde şahit olduğu yolsuzluk, rüşvet ve ahlaksızlığa göz yuman liyakatsiz yöneticilerin idare ettiği devlet çarkının iyice bozulması karşısında; “Siham-ı Kaza” (kaza oku) dediği hiciv oklarını saplamıştır. Nef’i yazdıklarıyla o kadar çok düşman edinmiştir ki IV. Murat’ın emriyle odunlukta boğdurularak hayatını kaybetmiştir. Cesedi bir çuval içinde, Sarayburnu’ndan denize atılıp balıklara yem edildiği için bir kabri bile yoktur.
Sayfa 67 - LiteratürKitabı okuyor
“…Galata Mevlevihane’sine gittin mi hiç Melek?” dedi. “Birlikte gidelim bir gün. Oradaki mezarlığın girişinde ‘Mezarlık’ yazmaz biliyor musun? ‘Hâmûşan’ yazar. Ne demek bu biliyor musun? ‘Suskunlar’ demek. Ölülerin yok olup gitmediğinin, sadece sustuğunun simgesidir bu Mevlevilikte. Mezalıklar, ‘Suskunlar evi’ diye adlandırılır…” Oktay İhsan Anar(Suskunlar)
Sayfa 48 - LiteratürKitabı okuyor
“ Tecrübe yaşlanarak değil, yaşayarak kazanılır ve zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.” * Peyami safa
Sayfa 20 - LiteratürKitabı okuyor
Kıblenin Mescid-i Haram'a Çevrilmesi
“(Ey Resûlüm! Vahyin gelmesi için) yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Bunun için seni, razı olacağın bir kıbleye çevireceğiz. Şimdi, yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Ey mü’ minler! Siz de her nerede olursanız, yüzünüzü namazlarda o mescit tarafına çevirin!
Sayfa 449 - NesilKitabı okudu
Reklam
Güzel kadınları severim, İşçi kadınları da severim; Güzel işçi kadınları Daha çok severim.
Sayfa 188 - ithakiKitabı okudu
“Başladı cıvıltıya can evimin kuşları.”
Sayfa 252 - ithakiKitabı okudu
Türlü acılar şekillenecek yine içinde, “Ah! Şairim bu akşam da geçmedi,” diyeceksin.
Sayfa 247 - ithakiKitabı okudu
Ah! Aydınlıklardan uzaktayım, Kafamda o dağılmayan sükûn.
Sayfa 244 - ithakiKitabı okudu
Konsa rüya dolu köşkümün Çiçekli damına serçeler.
Sayfa 240 - ithakiKitabı okudu
146 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.