Efser

Efser
@nurefser
7 Temmuz
102 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Konular
Aşkın kendisine inanmıyor, daha doğrusu nesnesinden ziyade öznesiyle alakalı bir his olduğunu biliyordum. Öyle büyütülecek bir yanı yoktu yani. Hepi topu biçki dikiş meselesi. Kendi ihtiyacına göre biçtiği kostümü elindeki en münasip modele giydirmeye çalışıyor insan. Ait olmadığı bedenden sarkıyor haliyle kıyafet.
Reklam
Neyse ki kalmaya değil gitmeye, buğulu camdaki parmak izi gibi silinmeye gelmiştim. Dalgalarla başa çıkacak, oracıkta içine bir ev kurup mutlu mesut yaşayacağıma inanacak değildim.
Nefesim kesildiğinde herkesin nefesi kesilir, solumanın tabiatı böyledir zannediyordum. Sonra bir gün başkalarının kendisi gibi yaşamadığına ayıldığında bile insanın acayipliğinin nerede başladığını çözmesi, esas meselenin göbeğini kesmesi zaman alıyor.
"Güçsüz, güvensiz, korkuları olan, çok incinmiş, kandırılmış ve yalnız kalmaktan ve bir şeyleri kaybetmekten korkan, kendisini bir gruba ait hissetmek ihtiyacı duyan güçsüz kişiler, bilgi sahibi olmadıkları konularda anlamak yerine inanmayı seçiyor. Yaşamda dayanacakları sağlam bir şeye ihtiyaç duyuyorlar. Sorumluluk almak yerine hata yapmamak, kaybetmemek ve kötü duruma düşmemek için bir şeye bilinçsizce tutunmaya çalışıyorlar. İnandığı konunun yanlış olduğunu anlatsanız ve mantıken köşeye sıkıştırırsanız dahi 'Ben böyle inanıyorum.' diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar."
"Radyo teleskoplar milyarlarca ışık yılı uzaklıkta bulunan galaksilerin ışınlarını yakaladıklarında, bize evrenin en eski zamanlardaki halini göstermiş oluyor. Bir bakıma en uzak galaksiler büyük patlamadan biraz sonrasını gösteriyor bize. Yani insanların gökte görebildiği şeyler aslında binlerce ya da milyonlarca yıllık kozmik fosillerdir. Yıldızlardan anlam çıkarmaya çalışan kahinin yapabileceği tek şey de geleceği değil geçmişi okumaktır."
Reklam
205 öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.