…. kolayca bağışlayabiliyordum. Hep kolay bağışlamıştım. Bağışlayıp unutmak hesaplaşmaktan çok daha kolaydı. Bağışlıyordun ve bitiyordu. Başını alıp gitmen, hayatını değiştirmen gerekmiyordu. Kaldığın yerden devam ediyordun. Spotless mind oluyordun. Lekesiz zihin. Ne güzeldi. Sonsuz gün ışığı!
“Ayağının bastığı yere, onu saran havayı, dokunduğu her şeyi, söylediği her sözü seviyorum. Her halini, her davranışını, baştan aşağı her şeyini, her şeyini seviyorum,işte bu kadar.”
Maddi, insancıl bağlara pek öyle dört elle sarılma. Vefanı, ateşini daha yüce, daha değerli amaçlar için saklama. Sudan amaçlar, geçici ölümlü Şeyler için harcama kendini. Anlıyor musun Jane? :)
… kötülüğünü bunun sende uyandırdığı ateşli öfkeyi unutabilsen daha mutlu olmaz mısın? Bence yaşam çok kısa. Günlerimizi kin götürmekle, bize yapılan kötülüklerin çetelesini tutmakla geçirirsek çok yazık! Bu dünyada hepimizin,
her birimizin bir sürü kusuru olduğu su götürmez.