İnsan şehirde kalabalık içinde yalnız olabilirdi ve şehri şehir yapan şey de zaten kalabalık içinde insanın kafasındaki tuhaflığı saklayabilme imkanıydı.
Önsezilerin, içinde bütün insan hayatlarının bir bütün oluşturacak şekilde birbirine bağlandığı hayat ırmağının evrensel akışına ruhun yaptığı ani dalışlar olduğunu anlamaya başlamıştı. Öyle ki, her şey yazılı olduğu için, her şeyi bilebilirdik.
"Hayattan, daha fazlasını neden istemeli?"
"Çünkü, işaretleri izlemek zorundayız." diye yanıtladı delikanlı, hiç düşünmeden.
Buna lütuf kralı denir, demişti yaşlı kral. Acemi talihi. Çünkü, hayat senin Kişisel Menkıbe'ni yaşamanı istiyor.