Bilindik biri olaydı iyiydi diyebileceğim bir romandı. Güzel ve zengin olan Rosamary adındaki kadın siyanürlü şampanya içerek ölür. Nedense bunun intihar olduğuna karar verilir. Kocası George ise onun asla intihar etmeyeceğini bilmektedir ve olayın üstüne gider.
Ne akla uygunsa 1 yıl sonra herkesi davet ettiği bir parti verir ve katili bulmayı umut eder kendi kafasında ve bir kişi daha siyanürle zehirlenerek öldürülür. Kadehe siyanür konulduğunu ise kimse görmemiştir.
Bundan sonra ise son defa romanda yer alan Albay Race karakterini göreceğiz. Kendisi bilindiği üzere Poirot’un arkadaşı ve aynı zamanda da MI5 mensubu olup toplamda 4 romanda yer almıştır. Bunların ilki Kahverengi Elbiseli Adam, sonuncusu ise Şampanyadaki Zehir kitabıdır. Bunun dışında da Briç Masasında Cinayet ve Nil’de Ölüm kitaplarında yer almıştır.
Albay Race olayı araştırmaya başlasa bile, çözümü ortaya çıkaran davetteki konuklardan biri olacaktır. İyi okumalar dilerim..
Cafer b. Abdullah şöyle diyor:
“Babam bana Peygamber (asm)’in bütün ashabını sevmemi vasiyet eder ve şunu ilave ederdi:
‘Ey canım yavrum, Bedir ashabının adı zikr edilince duâ kabul olunur, bu mübarek isimleri zikreden kulu, ilâhi rahmet; bereket gufran ve rızâ-ı İlâhî kuşatır. Bu isimleri okuyarak hacetde bulunanın dileği mutlaka yerine
Halid Bin Velid, Malik b. Nüveyre’nin kontrolünde bulunan Bitah’a vardığı zaman şehir içine birliklerini gönderir. Onu, Beni Temim kabilesinin komutanları itaatla karşılarlar, zekatlarını veriler. Ancak Malik b. Nüveyre, şaşkın bir vaziyette ne yapacağım bilemez. İnsanlardan uzakta durur. Birlikler gidip onu ve beraberindeki arkadaşlarını esir
Bir çerkes beyinin kızı olan Nüveyre'yi sevdiğine vermediler,kendinden yaşça çok büyük olan bir nazırla evlendirdiler,yaşının küçüklüğüne rağmen olgun ve akıllı bir eşi iyi bir anneydi,mutluydu ama eşinin vefatı ile zor ve mücadele dolu bir hayat onu bekliyordu.kızını ve oğlunu kaybetti,elinde avucunda ne varsa yitirdi,tüm zorluklara rağmen ailesinin dağılmasına izin vermedi,evlatlarına torunlarına sahip çıktı,Tüm zorluklara rağmen hiç şikayet etmedi,yılmadı.Hep sevgi dolu,hep dirayetliydi....
NüveyreFunda Kalaycıoğlu · Destek Yayınları · 2010103 okunma
Eşyanın çıktığı yere dönmesi gerekliliği vardır. Çünkü zamanın düzenliliği içinde, haksız durumların kefaretini birbirlerine böyle ödemiş olurlar...
Anaksımander
Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı Kırk Yedi’liler. Benim için okuması hem kolay hem de zor bir kitap oldu. Bilinç akışı tekniği ile yazılan, zaman sıçramaları sıkça kullanılan bir eser. Kitabın zorluğu nereden geliyor diye soracak olursanız, çok ağır ilerleyen bir kitap. Hem ağır ilerleyip hem de kitaptaki tek bir diyaloğun bile
Osmanlı Devleti'nin son döneminde bir bey kızının kendisinden kırk yaş büyük nazır ile evlenmesiyle masal başlıyor. Sonrasında savaş ile birlikte hayatın gerçekleriyle tanışıyor Nüveyre. Funda Kalaycıoğlu, gerçek hayat hikayesini ve dönemin sosyal hayatını, yaşam şartlarını çok akıcı bir dil ile anlatıyor. Varlığı, yokluğu, sağlığı, hastalığı, evlat acılarını yaşayan bey kızının elinde kalan ailesi için verdiği onurlu mücadelesi takdiri sonuna kadar hak ediyor. Yazarın okuduğum ilk kitabı idi. Çok beğendim tavsiye ederim.
NüveyreFunda Kalaycıoğlu · Destek Yayınları · 2010103 okunma
Bir Ömür Böyle Geçmiş.....Acısıyla, Tatlısıyla
Konaklarda yaşamdan, odun deposun da yaşama, zor günlerinde insanlara yiyecek, içecek yardımından, elli işi yaparak hayatını onurlu şekilde devam ettirmeye mecbur kalmaya. İşte "Nüveyre" nın hayatı. Herkesin bazı dersler çıkaracağı bir ömür; zenginin, yoksulun, anne ve babaların, çocukların, anne-baba olmaya hazırlanan adayların
Yazar çok iyi bir şekilde insanları sıkmadan, kelimeleri dolandırmadan çok güzel anlatmış böyle bir hayatı. Toplum da Nüverye' nin hayatına benzer, bizim bilmediğimiz nice hayatlar vardır, belki onların hayatı da "Yüz Yılın Masalı" dır. Funda Kalaycıoğlu’na teşekkürler böyle onurlu bir hayatı bize sunduğu için.
NüveyreFunda Kalaycıoğlu · Destek Yayınları · 2010103 okunma