Tarih bilinci
Tarih okumak; hoşuna giden şeyleri doğru, gitmeyenleri yanlış kabul etmek demek değildir.
Tarih okumak objektiflik ve gerçekçilik gerektirir. Bunlara sahip olmadan değerlendirme yapamaz, beyniniz yerine duygularınızla karar verirsiniz.
Birçok yazar da bunlara sahip olmadığınızı bildiği için size bilgi vermek yerine kasıtlı olarak fanatizminizi körükler. Bunu ya para ya da siyaset için yapar.
Ya da en kötüsü, tarih yazıyorum diyenin kendisi objektif ve gerçekçi değildir. Bu kişilerin kitap yazmaktan men edilmesi gerekir.
"Ama geçmiş nedir? Çok kompleks bir şeydir. Mutlaka yanlıdır, bakıldığı açıdan görülür. Her tarafı ile onu rekonstrüksiyon etmek son derece zor bir şeydir. Onun için devamlı tarih yazılıyor. Dönemin hâkim paradigmasına göre, ona göre tarihi yeniden düşünüyor ve yazıyoruz ve o zaman eski tarihçiler bunu göremediler diyoruz. Biz geçmişte olmayan bir şeyi empoze etmiyoruz. Başka bakış açılarından görülmeyeni görebiliyoruz. Yani, değerlerin etkisini böyle düşünebiliriz. Yine de sadece kısmi bir objektiflik söz konusu."
İktisat tarihçisi Mehmet Genç Hocamın aziz hatırasını, vefat yıldönümünde rahmetle, saygıyla, özlemle yad ediyorum. Mekânı cennet olsun.
Kişisel gelişim'ciler'in kitaplarını okuyarak, sizde olmayan bir yeteneğin aslında olduğu hayaline kapılmadan, objektiflik kazanmak isteseniz de bu anlatılanların tüm insanlar için geçerli olmadığını unutmayın. Aksi halde kendinizi kandırılmış olarak bulma olasılığı, yüksektir. Sözün özü kişisel gelişim adı altında kandırılmayın.
"Temsil derdi olmayanın, tedrisle ve talimle vazifelendirilmesi.
Müslüman ama hayatı Müslümanca değil hatta iman noktasında problemleri var; bununla birlikte İslam eğitim öğretimi veriyor/vermeye aday.
Böyle bir süreçten geçiyoruz. Mesele ciddiyetle ele alınmaz ve gerekli tedbirler ivedi hayata geçirilmezse, Allah muhafaza bir süre sonra din eğitim-öğretimi, tarafsızlık/objektiflik iddiasıyla profesyonel bir meslek olarak görülebilir."
Dikkat!
....
Ne işe yarıyor bu militan akılcılık?
Türkiye kamuoyunda günden güne şiddetini arttıran, bulduğu her çatlaktan kendini gösteren, gittikçe yaygınlaşan yeni bir eğilimin varlığından söz etmek, ihtiyarlara özgü pastoral sezgiyle havada bir “sıklat” olduğunu söylemek artık mümkün. Havada bir sıklat var, “militan akılcılık” sıklatı. Bir süredir
İnsan ve varoluş arasındaki ayrım üzerine
İnsanlara çelişki olarak gelen şeyler evrenin kendisi için hiçbir anlam ifade etmez. Birşeye sırf insana uyumlu ya da uyumsuz geliyor diye objektif bir nitelik yüklenmez. Aslında objektifliğin kendisi bile yeterince objektif değildir. Objektiflik tamamen insanca bir tanımdır. İnsansa evrenin bütünü değil yalnızca bir parçasıdır. Hiç kimse insanca olmanın ötesine geçemeyeceği için evrenin kendine göre sırlarını hiçbir zaman bilemeyecektir. Zaten muhtemelen de evrenin böyle bir sırrı falan yoktur.
Zulmün olduğu yerde tarafsızlık, hakkın olduğu yerde objektiflik namussuzluktur. [Cemil Meriç]