"ey uçurumlar, doruklar, sizlerleyim gene ben! hayat, aşk, kendi küçük dünyamın etrafında seyahat. ya şimdi? ayağındaki aksaklığa üzüldüm ama fazla merhamet hissine kaptırmamalısın kendini. sonra seni kullanırlar."
"sadece erkekler gömerler. yo, karıncalar bir de. herkesin aklına ilk gelen şey. ölüleri gömmeli. robinson crusoe'nun gerçekleri yansıttığı söylenir. öyle ya, cuma gömmüştü onu. her cuma bir perşembeyi gömer zaten şöyle bir düşünürsen.."
"ukalalık ettim, r. h. blyth'ın duygusallık tanımını açıkladım ona: bir şey için tanrı'nın şefkatinden daha fazlasını duyuyorsak duygusalız demektir.."
"ama bilemiyorum ne deliliktir ne değildir, kim karar verebilir kesinlikle. çünkü galiba her adamın içinde deliden de akıllıdan da ötede bir başka adam var ve o adamın delice ve akıllıca işlerine aynı tiksinme ve aynı şaşkınlıkla bakıyor içeriden."
"bir gün cora'yla konuşuyordum. dua etti benim için, günahı göremediğimi sanıyordu, benim de diz çöküp dua etmemi istedi çünkü günahı kelimeler olarak görenlerin gözünde kurtuluş da kelimelerdir yalnızca.."