Başını ellerinin arasına aldı gözlerini kapadı karanlığın içerisine daldı. Bir kapının önünde buldu kendini, kapı yarı aralıktı. İçeriden ağır ağır yayılan küf ve nem kokusunun burnuna çarpıp genzini inceden inceye yakmasının ardından etrafına bakındı. Sağı ve solu uzunca geniş bir koridorun tam ortasına denk gelen odanın kapısı önünde duruyordu. Ayaklarına yöneldi gözleri, çok eski belki 10 yıllık olan boyası çatlamış ayakkabıları inceledi. Derken gözleri üzerinde ki gömleğe kaydı, o da baya bir eskiydi, yıkanmaktan dolayı eprimiş gömleğin en alt düğmesi yoktu. Uyanmaya çalışıp bu hayal aleminden çıkmak istedi ama yapamadı. Yok içeride olanları görmeliydi. Kapının kolunu tutup kendine doğru çekti, içeriden gelen küflü nem kokusu daha yoğun dalgalar halinde yüzüne hücum etti. Aldırmadı bu acı kokuya, içeriye yöneldi. Gözlerini kırpıştırarak odanın içerisine bakındı, evet burası bir sınıftı. Ahşap masa ve sandalyeler, duvardaki yazı tahtası, ve pencerenin hemen yanında ki öğretmen masası..
Neden böyle bir hayalin içindeyim dememek için kendisine bir süre direndi. Durumu daha iyi anlamak için sınıfın içerisine doğru. Sınıf bomboştu, camları eski tip çift cam ahşap pencerelerdi. Sınıfın duvarındaki panolara bakındı. İğneyle tutturulmuş sigaranın zararlarını anlatan küçük makaleler ve öğrencilerin isimlerinin yazılı olduğu sınıf listesi gördü..